9. Hukuk Dairesi 2016/16899 E. , 2016/12506 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Yerel mahkeme kararının davalı karşı davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 09.04.2015 gün ve 2014/9388 Esas, 2015/13879 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamında davacının hemen akabinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başladığı belirtilmiş ise de; davacının 08/01/2009 tarihinde davalı işveren yanında yeniden işe başladığı işten ayrıldıktan sonra başka bir işveren nezdinde çalışmaya başlamadığı, davacının I. dönem çalışması sonunda iş akdi davacı tarafından 31.10.2008 tarihinde maaşlarının zamanında ve tam olarak ödenmemesi, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi gerekçeleriyle iş akdini feshettiği, dosyadaki mevcut ücret bordrolarında davacıya 2007 yılı Ağustos, 2008 yılı Ocak-Şubat-Temmuz aylarında fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin tahakkuk ettirilmediğinin anlaşıldığı, davacının 4857 Sayılı İş Kanununun 24/II-e maddesi gereğince iş sözleşmesinin haklı nedenle feshettiği gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davalı karşı davacı tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı kanunun 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dairemizin “…davacıdan sadır 13.10.2008 tarihli istifa dilekçesi incelendiğinde, istifanın "maaşlara yapılan zammın yetersiz olması, ekonomik zorluklar ve yeni bir iş bulması nedeniyle işten ayrıldığını beyan ettiği, her ne kadar dava dilekçesinde ücretlerin ödenmemesine dayanması" ve yargılama sonunda ödenmeyen fazla çalışma ile genel tatil alacaklarının bulunduğu tespit edilmişse de davacının istifasında bunları ileri sürmemesi, üstelik istifasında belirttiği gibi kayıtları incelendiğinde hemen akabinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başladığı, yargılama aşamasında istifa dilekçesini hak ve alacaklarının ödeneceği söylenerek imzaladığını beyan etmesine rağmen ispat edememesi karşısında davacının iş akdini haklı bir neden göstermeden istifa ederek feshi haksız olup kıdem tazminatı talebinin reddine, karşı dava olarak davalının da ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi ve hükmedilen kıdem tazminatı miktarının net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi”nin hatalı olduğu gerekçesi ile verilen kararına karşı yerel mahkemece “…Her ne kadar bozma ilamı ile kayıtları incelendiğinde davacının hemen akabinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başladığı belirtilmiş ise de; davacının 08/01/2009 tarihinde davalı işveren yanında yeniden işe başladığı işten ayrıldıktan sonra başka bir işveren nezdinde çalışmaya başlamadığı.... Davacının I. dönem çalışması sonunda iş akdi davacı tarafından 31.10.2008 tarihinde maaşlarının zamanında ve tam olarak ödenmemesi, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi gerekçeleriyle iş akdini feshettiği, dosyadaki mevcut ücret bordrolarında davacıya 2007 yılı Ağustos, 2008 yılı Ocak-Şubat-Temmuz aylarında fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin tahakkuk ettirilmediği anlaşılmıştır. 4857 Sayılı İş Kanununun 24/II-e maddesi gereğince “Ücretleri tam olarak ödenmeyen işçiye iş akdini haklı nedenle feshetme hakkı vardır” denmektedir.” gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir. İşverence sunulan ibranamede de miktar yer almaksızın kıdem ve ihbar tazminatlarından söz edilmiş olduğu ve söz konusu istifa dilekçesinin çalışma ilişkisi devam ederken alındığı da dikkate alındığında direnmenin doğru olduğu, yerel mahkemesince bu hususun düzeltildiği kıdem tazminatının brüt mü net mi olduğu belirtilmemişse de hükmedilen miktarın brüt olduğu anlaşıldığından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.