10. Hukuk Dairesi 2017/827 E. , 2018/651 K.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Davacı tarafından hizmet tespiti istemiyle açılan davada, yapılan yargılama sonucu .... İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen hükme karşı davalılar vekilleri tarafından İstinaf yoluna başvurulması ve .... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun harçtan muaf olduğu belirtilmek suretiyle davacının yerel mahkeme kararındaki gibi 01.05.2009-19.09.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığına dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı şirket avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... Tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 2009 yılından 26.08.2013 tarihine kadar çalıştığının tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Şirket vekili, davacının 27.05.2011 tarihinde işe başladığı ve bu tarihten itibaren çalışmasının eksiksiz olarak bildirildiğini beyanla davanın reddi gereğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Yerel Mahkemece, davacının 01/05/2009-19/09/2013 tarihleri arasında kesintisiz ve sürekli 1579 gün çalıştığı, 762 günlük çalışmasının davalı SGK"ya bildirildiği, 817 günlük çalışmasının davalı SGK"ya bildirilmediğinin tespitine dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince; inceleme konusu davayla ilgili olarak; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun harçtan muaf olduğu belirtilmek suretiyle, davacının yerel mahkeme kararındaki gibi 01.05.2009-19.09.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığına karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı şirket avukatı, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı asilin, Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra verdiği dilekçe ile 03.01.2018 tarihinde davadan feragat ettiği ve bu hususun temyiz incelemesine usulen engel oluşturduğu anlaşılmakla;
Davanın, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu ancak, geçiş hükümlerini içeren aynı yasanın Geçici 7. maddesi gereğince mülga 506 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, söz konusu mevzuat hükümleri gereği yapılan inceleme sonucunda; 506 sayılı Yasanın 6. maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Yasaların öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Kişi ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu iradi bir durum değil, yasa gereği kendiliğinden meydana gelen statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307 inci maddesi kapsamında feragat olanaksızdır ve açılan sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da vazgeçilemez. Davacı ancak, anılan Kanunun 123 üncü maddesinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya Kanunun 150 inci maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.
Bu nedenle, davacı asil tarafından sözü edilen 307’inci madde hükmüne göre davadan feragat edilmesi durumunda, davadan vazgeçilemeyeceği davacı/davacı vekiline bildirilmeli, feragat beyanının Kanunun 123 veya 150. maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı ilgiliye sorulmak suretiyle belirlenmeli, beyanın anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde duruma göre belirtilen maddelerde öngörülen prosedür işletilmeli, aksi durumda ise elde edilecek sonuca göre dava konusu istem hakkında yeniden bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 06.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.