Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2826 Esas 2017/5955 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2826
Karar No: 2017/5955
Karar Tarihi: 26.09.2017

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2826 Esas 2017/5955 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın noterde işlem yaparken sahte kimlik kullanan kişiye şirket pay devrinin yapıldığına dair belgelerde imzasının bulunduğunu tespit ederek onu resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum etmiş. Ancak mahkemeye göre, sanığın savunması doğrultusunda yeterli ve inandırıcı deliller tartışılmadan karar verilmiş ve sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak hüküm BOZULMUŞ. Suç tarihi itibariyle 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının dolmadığına dikkat çekilen kararda suçun yasada gerektirdiği cezasının alt ve üst sınırı da ele alınarak kanun maddeleri açıklanmış. Suçun yasada düzenlendiği madde, 765 sayılı TCK'nın 342/2'si veya 5237 sayılı TCK'nın 204/1-3'üdür. Ayrıca Boholst-Tiongco Yöntemi veya \"lehe yasa\" ilkesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte olan kanun maddelerinin öncelikli uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2017/2826 E.  ,  2017/5955 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Suça konu belgeler arasında bulunan sahte noter imza sirkülerinin “kanunen sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli “belgelerden olduğu ve bu halde eylemin 765 sayılı TCK"nın 342/2 (5237 sayılı TCK"nın 204/1-3) maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, suçun yasada gerektirdiği cezasının alt ve üst sınırı dikkate alındığında suç tarihi itibariyle 765 sayılı TCK"nın 102/3 ve 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla sanık hakkındaki “mahkumiyet hükmünün zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması gerektiğine” ilişkin tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
    1- Sanık ...’in, noterde işlem yaparken kendisini ... olarak tanıtan ve bu isimle kimlik ibraz eden kişiye şirket pay devrinin yapıldığını ve bu kişinin sahte kimlik kullandığını bilmediğine dair savunmalarının aksini gösterir, mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delillerin neler olduğu karar yerinde tartışılmadan “sanık ile katılanın aynı belgelerde imzalarının bulunduğu “ şeklindeki yetersiz gerekçeyle, yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- Kabule göre de; sanığın sorumlu tutulduğu suça konu belgeler arasında sahte noter imza sirkülerinin de bulunmasına göre suça konu düzenleme şeklindeki imza sirkülerinin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğundan eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı yasanın 342/2 ( 5237 sayılı yasanın 204/1-3 ) maddelerine uygun bulunan “kanun hükmü gereğince sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik “ suçunu oluşturacağı ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın belirlenmesi gerektiği, gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının CMK’nın 321 maddesi gereğince saklı tutulmasına, 26.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.