Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/11379 Esas 2017/5943 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25.12.2009 tarihli iddianamesi ile İstanbul 5. Noterliği imzaya yetkili Başkatip olarak görev yapan sanığın Türkiye Sağlık İş Sendikasına üye olmadıkları halde noterlik onaylı işçi sendikası üye kayıt fişlerini düzenlediği, işçi sendikası üye kayıt fişlerindeki imzaların mağdurların eli ürünü olmadığı belirlendiğinden bahisle sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; sanığın söz konusu işyerinde 1500 civarında işçinin sendika üyeliğine girişine dair belgeleri düzenlediğini, bu belgeleri bir seferde yapmadığını, peyder pey düzenlediğini, kendisinin üç kez Kayışdağı"ndaki işyerine gittiğini ve orada sendikaya üye olmak isteyen işçilerin üye kayıt fişlerini onayladığını, gittiğinde sendikaya üye olmak isteyen işçilerin nüfus cüzdanlarının asıllarını alıp çok sayıda işlem yaptıkları için bizzat kendilerinin de hazır ettiği bu nüfus cüzdanlarının fotokopilerini de alıp birbirleri ile karşılaştırarak huzurunda imzaladıkları üye kayıt fişlerinin noter tasdikini yaptığını, her bir işçinin huzurunda üye kayıt fişlerini imzaladığını, o kalabalıkta belki ibraz ettikleri belgeleri gözden kaçırarak o evrak çokluğu içerisinde konulan bu evrakları da onaylamış olabileceğini, suç işleme kastının bulunmadığını savunması, herhangi bir suç işlemediğini beyan ederek yüklenen suçu kabul etmemesi karşısında; dosya kapsamında sanığın herhangi bir menfaat temin ettiğine, sanığın önceden anlaşarak fikir ve irade birliği ile hareket ederek suça konu sendika üye kayıt fişlerini gerçeğe aykırı olarak düzenlediğine dair delil bulunmaması karşısında; noter başkatibi olarak görev yapan sanığın gerekli kimlik kontrolünü yapmadan suça konu üye kayıt fişlerini onaylamaktan ibaret eyleminin TCK"nın 257/2 madde ve fıkrasındaki görevi ihmal suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Suç tarihinin en son düzenlenen suça konu üye kayıt fişlerinin onaylama işleminin yapıldığı 21.02.2006 olduğu gözetilmeden, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “2005” olarak yanlış gösterilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.