11. Hukuk Dairesi 2019/1584 E. , 2020/73 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ...4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/12/2017 tarih ve 2016/184 E- 2017/477 K. sayılı kararın davalı kurum vekili ile davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ...Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 14/02/2019 tarih ve 2018/741 E- 2019/149 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin “KAJAL” ibareli pek çok markasının olduğunu, markaların hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde tescil edildiğini ve tanınmış hale getirildiğini, davalının 2014/100496 numaralı “COLOSSAL KAJAL” ibareli marka başvurusuna karşı, müvekkilinin benzerlik, eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçeleriyle yaptığı itirazın, TPMK YİDK’nın 17.03.2016 tarih ve 2016-M-2778 numaralı kararı ile nihai olarak reddedildiğini, davalı L’OREAL S.A. firması ile müvekkili arasında hükümsüzlük ve haksız rekabet konulu davanın derdest olduğunu, müvekkiline ait tescilli marka ile aynı sınıf için ve ayırt edilemeyecek derecede benzer başvurunun iltibasa yol açacağını ve kötü niyetli olduğunu, “COLOSSAL” ibaresinin markaya hiçbir ayırt edicilik katmadığını ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın anılan kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin "L’OREAL", "MAYBELÎNE" esas unsurlu markaları başta olmak üzere "COLOSSAL" ve diğer alt markaları altında üretilen kozmetik ve parfümeri ürünleri için de ciddi reklam ve tanıtım yaptığını, “KAJAL” kelimesinin göz kalemi/sürme anlamına gelen, makyaj ürünlerini tanımlayıcı nitelikte cins isim olduğunu, kendilerine ait markada “KAJAL” ibaresinin kullanılmasının ürünü nitelemek amacına matuf bulunduğunu, müvekkili tarafından “KAJAL” markasının hükümsüzlüğü ve bu ibarenin kullanımının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmeyeceğinin tespitine ilişkin İstanbul Anadolu l. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/146 E. sayılı davada alınan bilirkişi raporunda“KAJAL” markalarının cins ismi belirtiyor olmaları nedeniyle zayıf marka olduğunun, dünya çapında tanınmış 50’den fazla kozmetik şirketi tarafından göz makyaj ürünleri üzerinde kullanıldığının, bu sebeple “KAJAL” ibaresinin kullanımının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediğinin tespit edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalının "COLOSSAL KAJAL" ibareli başvuru markasıyla davacının "KAJAL" ibareli tescilli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, her iki markanın işletmesel kökenlerinin aynı olduğu, idari ve ekonomik açıdan birbirleriyle bağlantılı olabileceği ihtimalinin doğacağı, bu açıdan 556 sayılı KHK"nın 8/1.b maddesindeki koşulların oluştuğu, HMK 282. maddesinde belirtilen "hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçelerle bilirkişi raporunun iltibas oluşmayacağı yönündeki değerlendirmesine itibar edilmediği, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK"nın 2016-M-2778 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
...Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, marka hukukunda yerleşik bilimsel ve yargısal içtihatlar uyarınca, marka ile başvuru konusu işaret, ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içeriyorsa, karıştırılma olasılığının değerlendirilmesinin, ortak olmayan unsurların, markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime olan etkisi hususuna odaklanarak yapılmasının ve değerlendirmede ortak olmayan unsurların benzerlikleri, farklılıkları ve ayırt edici niteliklerinin dikkate alınmasının gerektiği, somut uyuşmazlıkta da davacının, 3. sınıfta yer alan "kozmetik ürünler ve makyaj malzemeleri" ile ilgili yaygın anlamı bulunan ve zayıf bir marka olarak nitelendirilebilecek "KAJAL" ibaresini, müstakil veya asıl unsurlu marka olarak seçtiği, davalı şirketin de bu ibareye "COLOSSAL" ibaresini ekleyerek, başvuru markasını davacı markalarından farklılaştırdığını ve zayıf nitelikteki davacı markaları ile başvuru markası arasındaki iltibası önlediği, bu itibarla tarafların marka olarak kullandığı ibarelerin, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı ve davacı markalarının varlığının, davalı şirketin 30. sınıf mallar yönünden başvurusuna engel teşkil edemeyeceği, ilk derece mahkemesince, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK."nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili ile davalı L"oreal S.A. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ...4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.12.2017 tarih ve 2016/184 E. - 2017/477 K. sayılı kararın kaldırılmasına, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 64,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.