Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3890
Karar No: 2021/1048
Karar Tarihi: 18.02.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/3890 Esas 2021/1048 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2020/3890 E.  ,  2021/1048 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ölünceye kadar bakım akdine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14/01/2019 gün ve 2016/4600 Esas, 2019/291 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ölünceye kadar bakım akdine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 02.11.2014 tarihinde ölen tarafların ortak murisi... ile müvekkilleri arasında noterde yapılan 03.09.2014 tarihli ölünceye kadar bakım akdi ile murisin, kendisini bakıp gözetmeleri karşılığında, 106 ada 69 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını 1/2"şer paylı olarak müvekkillerine bıraktığını, davacı ..."un murisin ikinci eşi, diğer davacı ..."in ise murisin Melek"ten olma oğlu olduğunu, müvekkillerinin bakım borçlarını yerine getirdiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazda muris adına kayıtlı payların iptali ile davacılar adına 1/2"şer paylı olarak tescilini talep ve dava etmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, murisin ölünceye kadar bakım akdinin yapıldığı tarihte 88 yaşında ve kanser hastası olduğunu, sözleşmenin ölümünden iki ay önce muvazaalı olarak diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, sağlığında başka taşınmazlarını da davacılara devrettiğini, bu taşınmazlarla ilgili tasarrufun iptali istemiyle açtıkları davanın halen derdest olduğunu ve sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 106 ada 69 parsel sayılı taşınmazda davacılar ve davalılar adına kayıtlı ve muristen intikalen gelen payların tamamının iptali ile 1/2"şer paylı olarak davacılar adına tesciline dair verilen kararın, bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.01.2019 tarihli 2016/4600 E. 2019/291 K. sayılı ilamıyla özetle; dava konusu taşınmazın 7/9 payının bakım alacaklısı Mehmet Satılmış Okumuş"un mirasçıları olan davanın tarafları adına, 2/9 payının ise taraflarla birlikte bakım alacaklısının mirasçısı olmayan dava dışı altı kişi adına elbirliği halinde kayıtlı olduğu; mahkemece, taşınmazdaki 7/9 pay yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yerinde ise de 2/9 payda taraflar dışında dava dışı kişilerin de elbirliği halinde malik oldukları anlaşıldığından, davaya konu ölünceye kadar bakım akdinin 2/9 pay yönünden ifa olanağının bulunmadığı gerekçesiyle 2/9 pay yönünden davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına karşı, davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.
    Kaynağını Borçlar Kanununun 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.2.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı kararı)
    Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temlik işleminin geçerli olması için sözleşmenin yapıldığı tarihte bakım alacaklısının özel bakım ihtiyacı içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bakım ihtiyacının sözleşmeden sonra olması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğini etkilemez.
    Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması ise sözleşmenin, bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı, bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez.
    Öte yandan, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her zaman ileri sürülebilir.
    Kısaca ifade etmek gerekirse muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira bu gibi durumlarda, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazlı olarak (bedel karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidir. Bu durumda da olayda, 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikte muvazaa olup olmadığının belirlenebilmesi için sözleşme tarihindeki murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı sözleşmeye konu malın tüm mal varlığına oranı ve bunun makul sayılacak sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözetilmesi gerekir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    1-Dava konusu 03.09.2014 tarihli ölünceye kadar bakım akdinin, resmi şekil şartına uygun şekilde düzenlendiğinden geçerli bir sözleşme olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
    Ancak, bir kısım davalılar vekili, davaya konu bu sözleşmenin muvazaalı olarak murisin diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapıldığını savunmuştur.
    Her ne kadar, sözleşmenin yapıldığı tarihte bakım alacaklısı ...ş"un 88 yaşında ve kanser hastası olduğu anlaşılmakta ise de aynı tarihte Alaplı Sağlık Ocağından alınan sağlık raporunda, bakım alacaklısı murisin akli dengesinin yerinde olduğu bildirilmiş; keşif sırasında dinlenen taraf tanıkları da beyanlarında, murisin ölümüne kadar eşi ile birlikte Gökhasan Köyünde ikamet ettiğini, davacı oğlu Mehmet"in de aynı binanın alt katında oturduğunu, murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu, tedavisi için bizzat kendisinin hastaneye gidip gelmekteyken son zamanlarında oğlu Mehmet"in götürüp getirdiğini, bakım ve gözetimini eşi ve oğlu olan davacıların yaptığını belirtmişlerdir.
    Bunun yanı sıra, UYAP kaydından yapılan sorgulamada, daha önce bakım alacaklısı adına kayıtlı iken, ölümü üzerine mirasçılarına intikal ettiği anlaşılan 106 ada 126 parsel ile 119 ada 38 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının, halen elbirliği halinde mirasçıları adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde iddia, savunma ve dinlenen taraf tanıklarının beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre, miras bırakanın tüm taşınmazlarını dava konusu ölünceye kadar bakım sözleşmesine konu etmediği, sözleşmenin yapıldığı tarihte akıl sağlığının yerinde olduğu, bakım ve gözetiminin eşi ve oğlu olan davacılar tarafından yapıldığı, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ise terekeden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak değil, gerçekten murisin bakımını sağlamak amacıyla düzenlendiği ve murisin iradesini yansıttığı anlaşıldığından ve murisin iradesine değer verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından mahkemece, dava konusu 106 ada 69 parsel sayılı taşınmazdaki 2/9 pay yönünden bu payın tamamının iptal edilmeyerek, salt davacılar ve davalılar adına muris Mehmet Satılmış"tan intikalen gelen payların iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ne var ki, Dairemizin bir önceki ilamında maddi hata sonucu, dava konusu taşınmazdaki 2/9 pay yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden söz edilerek hükmün kısmen bozulmasına karar verildiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 14.01.2019 tarihli 2016/4600 E. 2019/291 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına,
    2- Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14.01.2019 tarihli ve 2016/4600 Esas 2019/291 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA; (2) No"lu bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, davacı tarafından yatırılan karar düzeltme red harcının ilgiliye iadesine, aşağıdaki yazılı onama harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine, 18.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi