MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACILAR : ... - ...
DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili 05/03/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ilçesi, ... köyünde 37 sayılı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan ve 05/02/2013 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmalarında, dava dilekçesine ekli krokide (C) harfi ile gösterilen ve uzun yıllardan beri davacıların ve murislerinin zilyetliğinde bulunan tarım arazisi vasfındaki taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığını belirterek taşınmazın tespitinin iptali ile davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacılar yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 13/02/2015 tarihli fen ve orman bilirkişilerinin hazırlamış oldukları rapora ekli krokide (A) ve (A1) harfleriyle gösterilen 4.929,63 m2"lik dava konusu taşınmazın tahdidinin iptaline ve tarla vasfıyla davacılar adına eşit hisselerle tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tapulama çalışmaları 766 sayılı Kanun kapsamında 1969 yılında yapılmış, davalı parsel taşlık-çalılık vasfında olduğundan tapulama harici bırakılmıştır. 6831 sayılı kanun kapsamında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları ise 05/02/2013 tarihinde ilan edilmiş, eldeki dava nedeniyle henüz kesinleşmemiştir.
1) Dava, zilyetliğe dayalı olarak açılan orman kadastrosunun iptaline ilişkindir. 6831 sayılı Kanunun 11/2. maddesine göre, gerçek kişiler tarafından açılan bu tür davalarda hasım Orman Genel Müdürlüğüdür. Eldeki davada ise davacı gerçek kişi tarafından Orman Genel Müdürlüğü yanında Hazineye de husumet yöneltilmiştir. Anılan Kanunun açık düzenlemesi karşısında, Hazinenin eldeki davada pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. O nedenle, Hazineye yöneltilen davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda anılan usûl hükmünün gözardı edilmesi doğru görülmemiştir.
2) Kadastro mahkemesi, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilânı içinde açılan davalar ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26 ve 11. maddeleri uyarınca askı ilânında açılan kadastro tespitine itiraz davalarında görevli olup; eldeki davada hem orman tahdidinin iptali hem de taşınmazın davacı adına tapuya tescili talep edildiğinden, tescil davalarında genel mahkemeler görevlidir. Mahkemece, dava konusu (A) harfiyle işaretli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğinden orman sınırları dışına çıkarılması kararı verilmesi, tescil talebi hakkında ise görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davacı adına tapuya kayıt ve
tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Görev, kamu düzeniyle ilgili olup; temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.