4. Hukuk Dairesi 2015/10574 E. , 2016/11649 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine asıl davada 10/09/2012 gününde ve birleşen dosyada 08/11/2012 gününde verilen dilekçeler ile haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılardan ...; davalının, eşi olan ...’i öldürdüğünü, eşinin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi üzüntü yaşadığını beyan ederek, maddi ve manevi zararının giderilmesini talep etmiştir.
Davalı adına dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye usulune uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak; davalı, duruşmalara katılmamış, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davacılardan ... hakkında, bilirkişi raporu esas alınarak zararının oluşmadığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacılardan ..., eşi olan Müteveffa ...’in desteğinden, davalı tarafından yaralanması ve akabinde ölümü nedeniyle yoksun kalmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda, gerekmediği halde SGK tarafından bağlanan ölüm aylığının, peşin sermaye değeri hesaplanarak; bu miktarın, davacılardan ...’in hesaplanan destek zarar miktarından, daha fazla olduğunun belirlenmesi üzerine, davacının bu zarar kalemine ilişkin talebi, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle reddedilmiş ise de; öncelikle SGK’nın 19/06/2013 tarihli cevabi yazısı değerlendirildiğinde; adı geçen davacıya kurum tarafından bağlanan ölüm aylığı, kaza sigortası kolundan değil, ölüm sigortasından bağlanmıştır. Dairemizin ve Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre ölüm aylığı, rücuya tabi değildir. Şöyle ki; ölüm sigortasından bağlanan aylıklar, belirli bir sigortalı olmanın ve prim ödemiş olmanın sonucu olup, haksız fiil failinin bundan yararlanması ve destekten yoksun kalma tazminatından düşürülmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle, hesaplanan destek zararından, ölüm aylığının düşürülmesi doğru görülmemiştir.
Desteğin tarım gelirinin zarar hesabında gözetilmemesi doğru ise de; destek tazminatının amacı, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödetilebilmesidir. O halde, ölenin ve davacının yaşları, ölenin çocuğunun olmaması, davacının medeni hali gibi ölçütler dikkate alınarak; ölenin, net asgari ücret geliri üzerinden davacının destek alacağı kabul edilerek tazminat hesabı yapılmalıdır. Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeyerek, yeterli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.