Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6969
Karar No: 2010/2375
Karar Tarihi: 06.05.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6969 Esas 2010/2375 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/6969 E.  ,  2010/2375 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, ecrimisil, tazminat, tapu iptali ve tescil

    Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... ve fer"i müdahil ... (ölü) aralarındaki elatmanın önlenmesi, ecrimisil, tazminat, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine ve kısmende karar verilmesine yer olmadığına dair Hadim Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.05.2009 gün ve 64/413 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı-karşı davalı ... vekili, 2543 sayılı parselin vekil edeni adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan evini emaneten dayısı ...’a bıraktığını, davalı ...’ın ...’ın sattığı kişilerden anahtarı aldığını, vekil edenine verilmediğini, vekil edeninin evi satması için hiçbir sebebinin bulunmadığını, satış işleminin gerçekleşmediğini, evin bakımının yapılmadığını, yer yer yıkılmaya yüz tuttuğunu açıklayarak davalı ... tarafından yapılan elatmanın önlenmesine, taşınmazı yıkılma durumundan kurtarıp eski hale getirme bedeli olan 2.000 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline, 30 Ağustos 2000 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte aylık 100 TL ecrimisilin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının 1960-1961 yıllarında Konya’ya göç ettiğini, evi 5.000 TL karşılığında dayısı ...’a sattığını, emanet etmediğini, ...’ın da evi aynı köyden...’e 5.000 TL’ye sattığını, tapunun Mevlüt tarafından verilmediğini, tapuda devir yapacağına dair sözlü taahhütte bulunduğunu, ancak...’in sözü edilen evde oturduğunu, 20 yıl süresince vekil edenini oyaladığını, 1985 yılında...’in de Konya’ya göç etmesi sebebiyle evi vekil edeninin babası...’a 250.000 TL karşılığında sattığını, bu satımda da davacı ...’ün tapuyu devredeceğini söylediğini, ...’ın 19 yıl bu evde oturduğunu, davacının hiçbir zaman itirazının olmadığını, ...’ın ölümünden sonra taksim sonucu evin vekil edenine düştüğünü ve taşınmazın vekil edeninin zilyetliğinde olduğunu, bu nedenle yerinde bulunmayan davanın reddine, açılan karşı dava nedeniyle ... adına bulunan tapu kaydının iptali ile ... veya miras bırakanı babası... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı-karşı davacının davasının reddine, hasar, bakım ve onarım bedeli olarak toplam 7.000 TL’nin 2003 yılı Ağustos ayından itibaren yasal faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, arsa bedeli olarak istenen 22.000 TL yönünden davacı-karşı davalının davasının reddine, ecrimisil ve yeniden yapım bedelinden vazgeçildiğinden ve konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK.nun 683.maddesi gereğince açılan ayni hakka ilişkin elatmanın önlenmesi, hasar, bakım ve onarım bedelinin tahsili, karşı dava olarak zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Uyuşmazlık konusu 2543 sayılı parselin tapu kaydına göre 17.02.1958 tarihinden beri davacı-karşı davalı ... adına tapuda kayıtlıdır. Halen de aynı kişi adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazın davacı ... tarafından 1960’lı yıllarda haricen dayısı ...’a, 4-5 yıl ... tarafından ev olarak kullanıldıktan sonra...’e ve onun tarafından da 1985 yılında davalı ...’ın babası...’a haricen satıldığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarıyla sabittir. Ne var ki, tapulu taşınmazların satışı TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60 ve 89.maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığı sürece harici satışlar hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Bu nedenle davalı-karşı davacı ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından davalı-karşı davacı ..."ın bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün ONANMASINA,
    Davacı-karşı davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece davalı-karşı davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verildiğine göre, davacı-karşı davalı ...’ın açtığı meni müdahale davası konusunda olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
    Öte yandan davacı-karşı davalı ...,dava dilekçesinde 10.000 TL dava değeri göstermiş ve bu değer üzerinden peşin ve 1/4 nisbi harç yatırılmıştır. Ancak, bunun 2.000 TL’sinin eski hale getirme bedeli olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar dava dilekçesiyle Mevlüt tarafından ecrimisil istenmiş ise de; 24.11.2006 tarihli ıslah dilekçesiyle ecrimisile ilişkin isteklerini atiye bıraktıklarını açıklamıştır. Aynı tarihli ıslah dilekçesiyle 17.000 TL değer üzerinden eksik harç yatırılmış ve yatırılan harcın bu miktara isabet ettiği belirlenmiştir. Dava dilekçesinde gösterilen değerle birlikte toplam dava değeri 27.000 TL olmaktadır. Mahkemece hasar bedeli için 5.000 TL, bakım ve onarım bedeli için 2.000 TL olmak üzere 7.000 TL hüküm altına alınmıştır. Islah dilekçesi kapsamına göre arsa bedeli olarak belirlenen 22.000 TL’nin dava konusu yapılmadığı saptanmıştır. Davanın toplam değeri 27.000 TL olup, 7.000 TL hüküm altına alındığına göre kalan 20.000 TL’de men’i müdahale davasının harç değeri olduğu kabul edilmelidir. Her ne kadar hüküm fıkrasının 7 nolu bendinde red ve kabul oranına göre taraflar yararına vekalet ücreti takdir edilmiş ise de, ne kadarının red ne kadarının kabul olduğu hüküm fıkrasında ve karar gerekçesinde açıklanmadığından hükmün Yargıtay denetimine açık olduğu söylenemez. HUMK.nun 388.maddesi uyarınca taraflara yükletilecek haklar ve yükümlülükler bentler halinde gösterilmiştir. Hüküm kurulurken HUMK.nun 388 ve devamı maddelerinin gözönünde tutulması zorunludur. Davacı-karşı davalı ... vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları da bu bakımdan yerinde bulunmaktadır.
    Davacı-karşı davalı ..., dava konusu taşınmazı haricen ve kendi rızasıyla 1960’lı yıllarda dayısı ...’a sattığı ve onun tarafından da zincirleme olarak... ve...’a intikal ettiği, yapılan tüm satışların tapu dışı olduğu, en son zilyet bulunan...’ın ölümüyle yapılan taksim sonucu davalı-karşı davacı oğlu ...’a kaldığı dosya kapsamıyla sabittir. ...’ın bu yönlere ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında tüm alıcıların iyi niyetli olduğu ve haksız işgalci durumunda bulunmadıkları açıktır. Davacı ...’te 1960 yılından davanın açıldığı 26.05.2005 tarihine kadar yaklaşık 45 yıl sessizliğini sürdürmüştür ve herhangi bir uyuşmazlık çıkarmamıştır. Davacının bu durumu da alıcıların iyi niyetli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle davalının hasar, bakım ve onarım giderlerinden sorumlu tutulması hakkaniyet ilkelerine uygun düşmez. Sebebiyet veren davacının bizzat kendisidir. Bu nedenle hasar, onarım ve bakım bedeline ilişkin isteklerin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Davalı-karşı davacı ..."ın bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.
    Davacı-karşı davalı ... vekili ile davalı-karşı davacı ..."ın (onanan kısım dışında kalan) temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün belirtilen bölümler yönünden açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 207,85 TL’nın istek halinde temyiz eden davalı ...’a iadesine ve 94,50 TL peşin harcında istek halinde temyiz eden davacı ...’a iadesine 06.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi