11. Ceza Dairesi 2017/3696 E. , 2017/5939 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 24.08.2015 gün ve 2014-17143/55116 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15.09.2015 gün ve KYB 2015/301329 sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1 ve 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kütahya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/07/2010 tarihli ve 2009/262 esas, 2010/625 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 204/1 ve 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 25/03/2014 tarihli ve 2013/772 esas, 2014/192 sayılı kararının, "1-Sanığın, gayri resmî birlikte yaşadığı ..."dan olan çocuğu...."ın müşterek evliliklerinden olma gibi 16/02/2007 tarihinde nüfusa kayıt ettirdiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun"un 231. maddesinde özel olarak düzenlenen çocuğun soy bağını değiştirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanun"un 204/1. maddesinde düzenlenen resmî belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasında,
2-5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 11. fıkrasında; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." denmesi karşısında, 20/07/2010 günlü hükümle, sanığın "resmi belgede sahtecilik" suçundan 2 kez mahkumiyetine karar verilip, anılan Kanunun 231. maddesi uyarınca, hükümlerin açıklanması geri bırakıldığı halde, deneme süresi içinde suç işlediği gerekçesiyle, hükmün açıklanmasına ilişkin 25/03/2014 günlü hükümle, sanığın "resmi belgede sahtecilik" suçundan 1 kez cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
5237 sayılı TCK’nın 231. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağını değiştirme suçunu inceleme görevi Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nde iken 22.05.2015 gün ve 22244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı kararı ile Yargıtay 11. Ceza Dairesi ile Yargıtay 21. Ceza Dairesi’ne verilmiş olup bu suça ilişkin yerleşik içtihatların uygulamasına devam edilerek Dairemiz tarafından verilen 16.06.2016 gün ve 2015/1067 E, 2016/5628 K, 30.06.2016 gün ve 2015/8109 E, 2016/4972 K sayılı kararlarında açıklandığı üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 285 ve 295. maddelerindeki “evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır ve başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.” hükmü karşısında; çocuğun nüfusa kaydı sırasında evlilik birliğinin devam etmesi halinde evlilik dışı çocuğun, biyolojik babası üzerine derhal kayıt edilmesinin mümkün olmadığı, resmi nikahlı eşin üzerine kaydedilmesinin yasadan kaynaklanan bir zorunluluk olduğu, bu hali ile suçun unsurlarının oluşmayacağının anlaşılması karşısında; çocukların nüfusa kaydı sırasında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ... ile hakkında beraat kararı verilen sanık ...ın evlilik birliğinin devam ettiği ve evlilik dışı çocukların, biyolojik babası olan sanık ... üzerine derhal kayıt edilmesinin mümkün bulunmaması, resmi nikahlı eşin üzerine kaydedilmesinin yasadan kaynaklanan bir zorunluluk olması karşısında; öncelikle belirtilen bu konuda da kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.