Abaküs Yazılım
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2014/314
Karar No: 2022/574
Karar Tarihi: 20.09.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/314 Esas 2022/574 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/314
KARAR NO : 2022/574

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekilinin 14/02/2011 Tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkilin, 2007'den beri ... A.ç.nın acentesi olarak ... ilinde bireysel emeklilik sözleşmelerine aracılık hizmeti yaptığını, müvekkilin 2010 yılı Aralık ayı itibarı davalı şirket nezdindeki portföy bDüyüklüğü 5.150.000 TL'ye ulaştığını, müvekkil tarafındam Bursa ilinde sağlanan portföyün büyüklüğünün yanı sira müvekkil şirket tarafından aracılık edilerek sisteme katılan müşteriler sürekli ve devamlı prim ödeyen müşteriler olduğunu, sigorta sistemi için değerli olan bu müşteri portföyü müvekkilce davalı şirkete kazandırıldığını, ne var ki, davalının 7 Aralık 2010 tarihinde keşide ettiği bir ihtarname ile müvekkilin aracılık sözleşmesinin sona erdirildiğini, müvekkilce sözleşmenin haksız olarak sona erdirildiği ve acentelik ilişkisinin sürdürülmek istendiği davalı şirketten istendiğini, bu talebin olumlu yanıtlanmaması Üüzerine 17 Aralık 2010 tarihinde keşide edilen ihlarname ile kendisine isnat edilen suçlamalar redaedilmiş, feshin haksızlığı bildirimiş ve her türlü dava ve takip hakkının kullanılacağının ihtar edildiğini, çeşitli hukuk sistemlerinde yer alan portföy tazminatı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa kadar açık bir şekilde düzenlenmemesine Tağınen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.4 1996 tarih ve 1996/2084 esas ve 1995/4544 sayılı kararında kabul edilmiş ve bu kararla Yargıtay hukuk oluşturma görevini hakkıyla yerine getirdiğini, bu çerçevede, acentenin uzun süren temsil ilişkisi sorucunda yarattığı müşteri çevresini sözleşmenin feshi durumunda yitirmesi nedeniyie uğradığı zarar ile temsil edilen şirketin bu müşteri çevresini kullanmaya devam edecek olması yüzünden sağlayacağı denkleştirme amacı ile acenteye bir portföy tazminatı ödenmesi kabul edildiğini, tazminat miktarının acentenin son beş yıllık faaliyeti sonunda elde ettiği yıllık kazancının ortalamasına göre belirlenmesinin hakkaniyet gereği olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda tazminatın acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağı şeklinde düzenlendiğini, sözleşme başlangıcından haksız fesih tarihine kadar geçen yaklaşık üç yıllık sürede müvekkilime ne kadar komisyon ödendiği ve müvekkilimin ne kadar portföy tazminatına hak kazandığı bilirkişi marifeti ile gerek müvekkil ve gerekse davalı şirket defterlerinde yapılacak inceleme sonucunda hesaplanabileceğini, müvekkil lehine kar kaybı tazminatına hükmedilmesi de yasal zorunluluk olduğunu, aracılık sözleşmesinin 21'inci maddesi uyarınca, sözleşme 31/12/2014. tarihine kadar akdedildiğini, aracılık sözleşmesi her iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşme niteliği taşıdığını, davalıların fesih sebebinin “haklı sebepler” olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığı gibi davalının müvekkile süre tanımadan sözleşmeye yönelik tek taraflı fesih beyanının geçerli olmadığını, sözleşme sonuna kadar müvekkilin kar yoksunluğunun davalı tarafça tazmin edilmesi gerektiğini, müvekkilin sözleşme süresince değişik yıllarda farklı oranlarda uygulanan komisyonlara ve toplam portföyünün yıllık binde beşi oranında bonusa hak kazandığını, yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkilin kar kaybı tutarının hesaplanabileceğini, bu nedenlerle portföy ve kar kaybı tazminatının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak tespitine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalarak, şimdilik, 10.000 TL portföy tazminatının ve 5.000 TL kar kaybı tazminatının müvekkil lehine hükmedilmesine, davalının 5.000 TL manevi tazminata mahkum edilmesine, dava masraflarının, vekalet ücretinin ve dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Karşı davacı vekilinin 02/03/2011 Tarihli cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ... A.Ş. (bundan sonra kısaca “...') ile davacı ... (bundan sonra kısaca ... Sigorta) arasında acentelik/aracılık sözleşmesi imza edildiğini, davacı acente, Müvekkil Şirket bireysel emeklilik ve hayat sigortası ürünlerinin satışı konusunda aracılık yapmaya başladığını, davacı ile süreli aracılık/acentelik sözleşmesi akdedildiğini, acentelik süresi içerisinde davacı taraf, Müvekkil Şirket genel müdürlüğünde görevli çalışana hakaret edip sövmesi üzerine sözleşmesi ihtarname keşide edilerek derhal feshedildiğini, sözleşmenin derhal feshedilmesi üzerine kendisine cari hesap ekstresi de tebliğ edilerek kendisi ile çalışılmayacağı ancak Müvekkil Şirkete olan borcunun tahsil edilmeye devam edileceği ihtar edildiğini, bugüne kadar acenteye dava da ikame edilmediğini, davacı taraf haksız ve hukuksuz olarak huzurdaki davayı ikame etmesi üzerine karşı dava ikamesi zorunlu olduğunu, ... olarak ikame edilmiştir. Oysa ki; böyle bir tüzel kişilik bulunmadığını, dava, gerçek kişi ... tarafından da ikame edilmediğini, Usul Kanunumuz uyarınca sadece gerçek ve tüzel kişilerin aktif dava ehliyeti bulunmadığını, dava ne gerçek şahıs ne de tüzel şahıs tarafından açılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacı ..., Şirketimiz operasyon bölümünde acenteler kanalından sorumlu uzman ...'ya 02.12.2010 tarihinde telefon edip bir sözleşme ile ilgili olarak sözleşmenin ilgili şirkete aktarılıp aktarılmadığını sorduğunu, müvekkil Şirket Çalışanı ..., bu soruya cevap olarak evrakların karşı şirkete ulaşmamış olduğunu, Prosedür uyarınca ilgili evrakların karşı şirkete acentenin kendisi tarafından gönderilmesi gerekmekte olduğunu, Müvekkil Şirketin operasyon bölümünün sadece takip yapmakta ve davacı da uzun süreli acentemiz olarak bu süreci gayet iyi bildiğini, aynı gün öğleden sonra Müvekkil Şirket çalışanı ...'yu tekrar arayarak aktarımın neden hala gelmediğini sormuş, yine aynı açıklama yapılarak işlemin takip edildiği bilgisi aynı açıklama yapılarak işlemin takip edildiği bilgisi verildiğini, davacı tarafın, 02.12.2010 günü sadece görevini, yapmakta olan Müvekkil Şirket çalışanı ...'ya hakarette bulunduğunu, konuşmanın daha fazla hakaret ile devam etmemesi için çalışanımız kendisine 10 dakika sonra telefon edileceğini belirterek telefonu kapatmış, yöneticisine durumu haber verdiğini, bu olaydan yarım saat geçmeden davacı tekrar telefon etmiş ve hakaretlerine devam etmiş, bu sırada telefon hoparlöründen bu hakaretleri tüm çalışma arkadaşları da duyduğunu, Müvekkil Şirket veya Müvekkil Şirket çalışanı değil, davacının eşi Şule Kuran dahi davacı ...'ın hakaret/sövme/tehdit ifadelerini ikrar ettiğini, ...'ın hakaret/sövme/tehditleri nedeni ile eşinin affını dilediğini, Müvekkil Şirketin, uluslararası nitelikte bir sigorta şirketi olup, üçyüze yakın çalışanı olduğunu, aynı zamanda Müvekkil Şirketin aktif olarak altmış altı adet acentesi bulunmadığını, acentelerin Müvekkil Şirket çalışanlarına hakaret edip/ sövüp/ tehdit edip ondan sonra da portföy davası ikame etmeleri hiç bir hukuk mantığı ile bağdaşmadığını, davacının işbu davayı ikame etmesi “Adalet isteyenin eli temiz olmalıdır” ilkesi ile birlikte yazılı tüm hukuk kurallarına da açıkça aykırı olduğunu, davacının yukarıda açıklanan hakaret/sövme/tehditleri üzerine davacı acentenin acentelik sözleşmesi ... 16. Noterliği'nin ...tarih ve ... E. yevmiye numaralı fesihnamesi ile haklı sebep ile feshedildiğini, davacıdan sadır hakaret/sövme/tehdit içeren ifadelerinin haklı sebep olduğunun açıkça ortada olduğunu, davacı beyanlarının haklı sebeple fesih hali olduğunu, davacının eşinin dahi yazıları ile Müvekkil Şirkete hak verdiğini, davacı taraf dava dilekçesinde Türk Ticaret Kanunu atıf ve bu Kanuna dayanılarak verilen Yargıtay ilamları uyarınca 10.000,00 TL portföy tazminatı talep ettiğini, 6762 Türk Ticaret Kanunu m. 134 fk.l1 uyarınca “Acentelik sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın ve üç aylık fesih süresine uyulmaksızın sigortacı tarafından feshi halinde, acentenin başlamış işlerin tamamlanmaması yüzünden uğradığı zararı isteyebileceğini...” hüküm altına alındığını, davacı tarafın, kar kaybı adı altında 5.000,00 TL tutarında tazminat talep ettiğini, oysa ki ; davacı portföyü karda değil zararda olduğunu, dava dilekçesinde bahsedilen bonus uygulaması komisyon modelinde yer almadığını, nitekim acentelik sözleşmesinde de bu yönde bir hüküm bulunmadığını, davacının kar kaybına uğrayıp uğramadığı, uğradı ise miktarının belirli olmadığını, davacının kendi kusuru ile sözleşmenin feshedilmesine sebebiyet verdiğinden kar kaybı adı altında bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde Müvekkil Şirket'ten 5.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, borçlara Kanunumuzun 49. maddesi gereğince manevi tazminat talep edilebilmes için; bir kimsenin şahsiyet hakkına hukuka aykırı tecavüz olması, bir manevi zarar bulunması, İlliyet bağı, davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusur olması gerektiğini, somut olayda davacı acentelik sözleşmesi, davacının Müvekkil Şirket çalışanına hakaret/sövme/tehdit etmesi nedeniyle fesfedildiğini, davacının şahsiyet hakkı hiç bir şekilde tecavüze uğramadığını, davacının olayda bir manevi zararı da bulunmadığını, müvekkil Şirketin acentelik sözleşmesinin feshi vakıasında hiç bir kusuru bulunmadığını, davalı acente ile 26.11.2007 tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, sonrasında tarafların karşılıklı uygun irade beyanları ile 26.11.2007 tarihli acentelik sözleşmesi iptal edilerek yerine 26.12.2008 tarihli aracılık sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 21. maddesi uyarınca sözleşme süresi 26.12.2008/31.12.2014 olarak kararlaştırıldığını, davacı acente ile 26.12.2008-31.12.2014 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde 6 sene süreli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkil şirket davacı ile 6 senelik sözleşme akdederken acentelik sözleşmesinin sıhhatli şekilde işlemesi sonucunda 6 sene sonra Müvekkil Şirket müşteri portföyünün ulaşacağı en üst noktayı hesap etmiş, 6 sene sonra müşteri portföyünden elde edilecek meblağ ile ödenen komisyonlar üzerinde gelir elde edileceği hesap edildiğini, davacı acentenin kendi kusuru ile sözleşmeyi feshetmek sureti ile Müvekkil Şirketin bu yöndeki güvenini boşa çıkarmış ve Müvekkil şirketin müspet zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, yine aynı şekilde 6 sene boyunca 31.12.2014 senesine kadar hüküm ifade edeceğine inanılan acentelik sözleşmesi, davaci acentenin kendi kusuru ile 07.12.2010 tarihinden itibaren hüküm ifade etmemeye başladığını, Müvekkil Şirket defter kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağı üzere sözleşmenin erken feshi nedeniyle Müvekkil şirketin çok büyük miktarda zararı söz konusudur. Sözleşmenin süresinden önce davalı acente kusuru ile feshedilmesi nedeniyle - şimdilik kaydı ile ve fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak - 5.000,00 (beşbin)TL tutarındaki müspet/menfi zararın davalı acenteden tahsilini talep etmiştir.
... 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası, Kapatılan ... 42. Asliye Ticaret MAhkemesinin ... Esas sayılı dosya numarasına tevzi edilmiş olup, yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER :
... 42. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 11/09/2012 tarihli raporda özetle; Davacı ...'ın (... Sigorta Aracılık Hizmetleri) davalı ... A.Ş. ile düzenlemiş oldukları belirli süreli sözleşme bağlamında üretime yönelik çalışmalar sürecinde spesifik olarak bir şirkete aktarılması söz konusu olan emeklilik sözleşmesi belgelerinin ilgili şirkete aktarılıp aktarılmaması noktasında sorunlar yaşadığı, davacı ...'ın söz konusu sorunun çözümü noktasında acente sorumlusu dava dışı ...'ya acentelik sözleşmesi hükümlerine, Bireysel Emeklilik sözleşmeleri ile ilgili genelge ve yönetmeliklere, TFK Md. 20 ve Medeni kanunun 3.ncü maddesi iyi niyet ilkelerine aykırı olarak davrandığı, Acente aracılık sözleşmesinde acentenin hangi işlemleri nasıl yapacağı konusunda hükümler ile tanımlar yapılmasına karşın davacı tarafın bu hükümlere uygun davranmadığı bu nedenle de davalı ...ı bir gerekçe ile sözleşmeyi fesih ettiği, buna karşın davalı ... Şirketinin davacı yanın kazandırdığı portföyü kullanma ve davacı yan haksız gerekçeler ile saf dışı hrakma gibi bir eylemi gerektirecek olgulara vaki dava dosyasında rastlanılmadığı, güven kuruluşları olan sigorta ve bireysel emeklilik kurumlarının gerek ticari teamüllere gerek ise tacir olarak genel teamüllerin tersine bir yönde davranmasının mümkün olamayacağı, çekişmeye konu fesih işleminde gerekçe olarak ... perseneli ... ile olan iş görüşmelerine dayandığı, davacı tarafın üretim ve hedefleri konusunda bir sorun olmamakla beraber acente aracılık sözleşmesi fesih işleminin haklı gerekçelere dayandığı, davacı ...'ın (... Sigorta Aracılık Hizmetleri) acentelik sözleşmesi hükümlerine, Bireysel Emeklilik sözleşmeleri ile ilgili genelge ve yönetmeliklere, TTK Md. 20 ve Medeni kanunun 3.ncü maddesi iyi niyet ilkelerine aykırı olarak davrandığı, çekişmeye konu fesih işleminde gerekçe olarak ... personeli ... ile olan iş görüşmelerine dayandığı, davacı tarafın üretim ve hedefleri konusunda bir sorun olmamakla beraber acente aracılık sözleşmesi fesih işleminin haklı gerekçelere dayandığı bu nedenle de gerek yerleşik Yargıtay Kararlarına gerek ise taraflar arasında düzenlenen aracılık sözleşmesi hükümleri bağlamında davacı tarafın davalı ..'ten portföy tazminatı ve kar kaybı talebinde bulunamayacağı, davacı ...'ın (... Sigorta Aracılık Hizmetleri) acentelik sözleşmesi hükümlerine, Bireysel Emeklilik sözleşmeleri ile ilgili genelge ve yönetmeliklere, TTK Md. 20 ve Medeni kanunun 3.ncü maddesi iyi niyet ilkelerine aykırı olarak davrandığı, bu anlamda da vaki dava dosyasına sunulan bilgi ve belgeler ile aracılık sözleşmesi (ek protokol dahil) koşulları kapsamında davalı/karşı davacı ...'nin davacı karşı davalı ...'dan 23.992.16 TL sözleşme uzatma bedelini talep edebileceği ancak talebe bağlılık ilkesi gereğince bu kesitte davacı ...'in davalı taraftan 20.217.16 TL sözleşme uzatma bedelini 07.12.2010 tarihinden itibaren talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
... 42. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 19/06/2013 tarihli raporda özetle; davalı karşı davacının müsbet ve menfi zarar ve kar kaybı talebinin dosya kapsamı belgeleri ile ispatlayamadığı diğer hususlarda heyetin kök raporda ulaştığı görüşün aynı olduğu kanaatinde olduğunu bildirmişlerdir.
... 42. Asliye Ticaret MAhkemesinin 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunduğu, yargılamanın 29/09/2014 tarihinde HMK 150. Maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmış olduğu görüldü.
Davalı/Karşı davacı vekilinin 03/07/2013 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, sözleşme uzatım bedeli taleplerini 3.775,00 TL arttırarak toplam taleplerini 23.992,16 TL olarak ıslah ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Davacı/Karşı Davalı vekilinin 03/12/2015 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 10.02.2011 tarihinde ikame edilen davada fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutmak kaydı ile 5000.-TL kar kaybı tazminatı ilej 10000.-TL portföy tazminatı talebinde bulunulmuş ve ancak halihazırda bilirkişi marifetiyle tazminat hesabı yapılamamış olduğundan zamanaşımı süresi içinde ıslah talebinin yapılması gereği olduğunu, kar kaybı tazminatı talebimiz ile ilgili olarak müvekkilin uğradığı esas kayıp toplam 478.255,40.-TL olup 5.000.-TL kar kaybı tazminatı talebimizi 198.527,49.-TL arttırmak suretiyle 203.527,49.-TL olarak, 10.000.-TL portföy tazminatı talebimizi 264.727,91.-TL arttırmak suretiyle 274.727,91.-TL olarak ıslah ettiklerini, Müvekkil davacı lehine 203.527,49.-TL. kar kaybı tazminatı ile 274.727,91-TL portföy tazminatına hükmedilmesini, davalı tarafın 5.000.-TL manevi tazminata mahkum edilmesini, dava masraflarının, vekalet ücretinin ve dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizin davalı tarafa yükletilmesini talep ettikleri ve ıslah harcını yatırdığı görülmüştür.
Mahkememizin 2014/314 Esasına kayıt edilen dosyamızda 28/09/2020 tarihinde dosya üzerinden, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları, ceza dosyasının neticesi, dosya sunulan evraklar, asıl davacı tarafından sözleşmenin feshinden önce davalı adına akdedilen poliçelerin belirlenmesi, fesihten sonra poliçelerin yenilenip yenilenmediği tespit edilerek davacının davalıya müşteri kazandırıp kazandırmadığının belirlenmesi, sözleşmenin feshi hususununda tartışılarak asıl davada 6762 sayılı ETTK uyarınca portföy tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise portföy tazminatının hesaplanması, kar mahrumiyeti talebinin yerinde olup olmadığının değerlendirilerek davacının talep edebilmesi halinde kar mahrumiyetinin süresinin ve miktarının tespit edilmesi, karşı davada sözleşmenin feshi hususu değerlendirilerek karşı davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı talebi ile menfi-müsbet zararı talepleri hakkında değerlendirilme yapılmasına, talep edebilmesi halinde miktarının hesaplanması sonuç olarak asıl ve karşı davada davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi ... ve ...'in 04/06/2021 tarihli raporunda özetle, Taraf kayıtları, dosya içeriği incelemeleri neticesinde; Asıl dava yönünden davacı tarafın talep ettiği portföy tazminatına ilişkin fesihten sonra davalının elde ettiği menfaatin 5.607,25 TL olarak hesaplandığı ve kar kaybına ilişkin aylık 6.231,85 TL kar kaybının 6 ay için değerlendirilmesi durumunda 37.391,09 TL olarak kar kaybı hesaplanacağı , Sözleşmenin davalı tarafından feshinde fesih sebebi olarak bildirilen hususların haklı-haksız fesih sebebi olarak hukuki tavsifinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Karşı dava yönünden davalı tarafın 6 yıllık sözleşmeye ilişkin ödemiş olduğu süre uzatım bedeli 35.407,00 TL tutara ilişkin, sözleşmenin feshi nedeniyle kıstelym usulü ile kalan süreye tekabül eden kısmı 23.943,26 TL olarak hesaplandığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz 01/12/2021 tarihli ara kararı gereğince, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, portföy ve poliçe kayıtları, davalının sistem kayıtları ve dosya incelenerek sözleşmenin feshinden sonra davacının müşterilerinden poliçe yenileme yapan müşterilerin tespiti, davacının esas itibariyle davalıya müşteri çevresi kazandırıp kazandırmadığının belirlenmesi, müşteri çevresi kazandığı takdirde kazanılan müşterilerin akdettiği poliçelerin fesihten önceki ortalama poliçelere oranı, prim oranı ve komisyon bedelleri dikkate alınarak hakkaniyet gereği hükmedilmesi gereken portföy tazminatının azami ve asgari limitinin tespiti, müşteri çevresinin sözleşme devam etseydi davacının elde edeceği prim ve komisyon alacaklarının tespiti ile bunların oransal olarak belirlenmesi, davalının menfaat elde edip etmediği konularında değerlendirme yapılıp portföy tazminatının belirlenmesi, davacının ve davalının önceki bilirkişi raporundaki mali tespitlere itirazları değerlendirilerek davalı karşı davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı talebi ile menfi ve müspet zararları hakkında değerlendirme yapılması, davacı karşı davalının kâr kaybına yönelik maddi talepleri yönünden hesaplama yapılması için rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler ..., ...'un 11/08/2022 tarihli raporunda özetle, Asıl Davada: Davalı-k.davacı sigorta şirketinin, aralarında münakit aracılık sözleşmesini fesihte haksız olduğunun kabulü halinde, davacı-k.davalı acentenin davalı-k.davacı sigorta şirketinden 5.607,25 TL (portföy tazminatı) ile erken fesih nedeniyle 37.391,08 TL (6 aylık kar kaybı tazminatı) olmak üzere toplam 42.998,33 TL tutarında tazminat talebinde bulunabileceği, Davacı-k.davalı acentenin talep edebileceği manevi tazminat talep edip edemeyeceği ve tutarının tayininin münhasıran yüce mahkemeye ait olduğu, Karşı Davada: Davalı-k.davacı sigorta şirketi, kıstelyevm esasına göre davacı-k.davalı acentesine sözleşme uzatım bedeli olarak 29.12.2009-31.12.2014 dönemi için ödediği 35.407 TL'nın, fesih tarihi (09.10.2010) ile sözleşme bitim tarihi (31.12.2014) arasında geçen 1485 güne isabet eden (35.407:2196x1485-) 23.943,26 TL nı, davacı-k.davalı acentesinden talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kar payı , portföy tazminatı ve manevi tazminat istemlerinden ibarettir.
Karşı dava ise, haklı nedenle sözleşmenin erken feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteminden ibarettir.
Taraflar arasında ... 24. Noterliği tarafından ... yev nosu ile düzenlenmiş (1) adet Özel Aracılık Sözleşmesi mevcut olduğu, 26.11.2007 tarihli (1). Aracılık Sözleşmesini müteakiben 26.12.2008 tarihinde (2). Aracılık Sözleşmesi
akdedildiği, akdedilen ilk sözleşmenin 21.1 maddesinde " Sözleşme süresi, fesih, infisah ve sonuçları İşbu sözleşme 26.12.2008 tarihinden başlamak üzere 31.12.2014 tarihine kadar akdedilmiştir. Bu sürenin sonunda taraflardan birisi sözleşmenin devam etmesini istemediği takdirde diğer taraf sürenin bitiminden en az 3 ay önce noter kanalı ile veya iadeli taahhütlü mektupla haberdar edecektir. Böyle bir ihtar yapılmadığı takdirde bu anlama müteakip yıllarda kendiliğinden aynı şartlarda bir yıl için uzatılmış olur. " düzenlemesinin mevcut olduğu, taraflar arasında 26.12.2008 Tarihinde Akdedilen Aracılık Sözleşmesi’ne ilişkin Ek protokolde; "26.12.2008 tarihinde ... A.Ş. ile ... Sigorta Aracılık
Hizmetleri arasında gerçekleştirilen Aracılık Sözleşmesi ile sözleşme süresinin 31.12.2014 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu sözleşmeye istinaden ... (Aracı) yapılan 35.407,00 TL’lik sözleşme uzatma bedelinin, aracının sözleşme şartlarına
uymaması veya sözleşmenin belirlenen vadeden önce aracı tarafından fesih edilmesi durumunda ... A Ş. hesaplarına geri ödenecektir. Yukarıda belirtilen hususları aracı kabul ve taahhüt eder.
" düzenlemesinin mevcut olduğu, Davalı ... A.Ş. Tarafından keşide edilen ... 16. Noterliği’nin ...ve ... yevmiye numaralı fesihnameleri ile taraflar arasında akdedilen acente/aracılık sözleşmelerinin Acentelik Umumi Vekaletnamesi ve bu
sözleşmeye bağlı tüm metinlerin 02.12.2010 tarihinde şirketleri çalışanı ...’ya ‚… Yalan söylüyorsun, anam avradım olsun oraya gelip dağıtırım, mahvederim sizi, benim kim olduğumu bilmiyorsun ulan seni, bitiririm seni...‛ şeklinde hakaret, sövme, tehdit içeren beyanlarının mevzuat uyarınca suç oluşturmasının yanı sıra 26.11.2007 tarihli Acentelik sözleşmesini ağır ihlali teşkil etmesi gerekçesi ile şirket tarafından haklı fesh edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
6102 TTK Madde 121-1“Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesih olunabilir.” 6102 TTK Madde 121-4 "Haklı bir sebep olmadan veya üç aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmek zorundadır." şeklindedir.
TTK'nın 122/1 ve 3. maddesine göre, müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmesi veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmesi halleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
Tespit edilen hususlar ve kanuni düzenlemeler uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilebilmesi için ilk önce, davalı tarafından acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Yukarıda detayları belirtildiği üzere davalı taraf, sözleşmenin feshine gerekçe olarak davacı tacirin, davalı karşı davacı şirket çalışanına hakaret etmesi olarak gösterilmiştir. Mahkememizce bekletici mesele yapılan İstanbul 28. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1679 Esas sayılı dosyasında, davacı tacir olan Murat Burak Kuran'ın, davalı şirket temsilcisi Esra Baransu'ya hakaret ettiği ve tehditte bulunduğundan bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda özellikle tanık olarak dinlenen Ahmet Karaca’nın <<…kesinlikle hakaret ve tehdit içerikli söz söylemedi>> şeklindeki yeminli beyanı ve diğer tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde üzerine atılı hakaret ve tehdit suçunu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK.nun 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verildiği, kararın katılan tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2019/3618 Esas ve 2019/13901 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, bu hali ile davacı tacirin, davalı şirket çalışanını tehdit ettiği ve hakarette bulunduğu iddialarının sonuçsuz kalması nedeniyle feshin haklı nedenle yapıldığının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Acentelik sözleşmesinin haksız yere feshedilmiş olması, karşı davada, davacı tarafça haklı feshe dayalı tazminat taleplerinin dayanaktan yoksun olacağı sonucunu doğuracağından karşı davanın tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden ise feshin haksız nedenle yapılmış olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Dosyaya sunulu 10.09.2012 tarihli ...(Sigorta Uzmanı) ve ... (SMMM) imzalı bilirkişi raporunda, davalı şirketin feshinin haklı nedene dayalı olduğu yönündeki görüş neticesinde yapılan hesaplamalar, yukarıda izah edilen gerekçeler ile hükme esas alınamayacağından dikkate alınmamıştır.
Dosyaya sunulu 04.06.2021 h. tarihli ... (Ticaret Hukuku Öğr. Üyesi) ve ... (KGK Bağımsız Denetçi-SMMM) imzalı bilirkişi raporunda sonuç itibari ile Davalı-k.davacı şirketin 11.12.2007-30.11.2010 tarihleri arasında davacı-k.davalı aracı
firmaya ... Komisyonu (811.298,61 TL) ve hayat Sigortası Komisyonu (17.006,10 TL) olmak üzere toplam 828.304,71 TL ödediği, 26.11.2007 sözleşme başlangıç tarihi ile fesih tarihi (07.12.2010) arasında geçen toplam 1.107 günde günlük ortalama BES Bireysel Emeklilik Sigortası komisyon tutarının (828.304,71:1.107=) 748,27 TL, yıllık (365x748,27=) 275.108,60 TL na isabet ettiği, davalı-k.davacı şirketçe, davacı-k.davalı acenta tarafından düzenlenen (70) adet BES Bireysel Emeklilik Sigortası poliçesinin vadesinden önce sona erdiği, (50) adet hayat sigorta poliçesinden (7) adet hayat sigorta poliçesinin yenilendiği, (43) adedinin sonlandığı, yenilenme hayat sigorta poliçesinin portföy tazminatı yönünden 5.607,25 TL na isabet ettiği, Davacının 1 aylık ortalama komisyon gelirinin 22.759,05 TL olup 1 aylık ortalama karının 6.231,85 TL olduğu, davacının 3-6 aylık süre içerisinde yeni bir sigorta şirketi ile anlaşarak faaliyetlerine
devam edebileceği değerlendirildiğinde terditli olarak aşağıdaki şekilde (3) aylık kar mahrumiyeti (6.231,85x3=) 18.695,54 TL, 6 aylık kar mahrumiyeti ise (6.231,85x6=) 37.391,09 TL olarak hesaplandığı, anılan raporun denetime elverişli ve ayrıntılı gerekçeler içermesi nedeniyle hükme elverişli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu itibarla davacı - karşı davalının portföy tazminatı talebinin 5.607,25 TL, kar kaybı tazminatı talebi yönünden 37.391,09 TL yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davadaki manevi tazminat talebi yönünden, TBK 58. maddesinde, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, uğradığı manevi zararına karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için aynı zamanda TBK'nın 58. maddesinde belirtilen şartlar dahilinde kişilik haklarına yönelik bir saldırının da mevcudiyeti gerekir. Manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini, yaşama keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygular, sarsıntılar veya fiziksel acılar olarak tanımlanabilir. Somut olayda, davacının kişilik hakkına saldırı olmadığı ve manevi tazminat şartlarını oluşmadığı anlaşılmış olup bu talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava yönünden; Maddi tazminat taleplerinin kısmen kabul - kısmen reddi ile, 5.607,25-TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 37.391,08 -TL kar kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Manevi tazminat talebinin reddine,
1-a)Maddi tazminat açısından;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.937,21 TL nispi karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 297,00 TL peşin harcın ve ıslah harcı olan 7.911,24 TL toplamı 8.208,24 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 5.271,03 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı ...'ne iadesine,
-Davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcından 5.271,03 TL'si nin iadesine karar verilmekle bakiye 2.937,21 TL harcın davalı ...ş.'dan alınarak davacı ...'ne verilmesine,
-Davacı karşı davalı tarafından yapılan 1.842,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 165,60 TL'nin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı/karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin karşı davası yönünden yapıldığı kanaatine varıldığından; asıl davanın reddedilen kısmı yönünden davalı/karşı davacı tarafın yargılama gideri tayin ve takdirine yer olmadığına,
-Davacı/karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı/karşı davacı asıl davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 63.935,99 TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/ karşı davacıya verilmesine,
1-b) Manevi tazminat açısından;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
-Tarafların münhasıran manevi tazminat talebi yönünden yapmış oldukları yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı/karşı davacı asıl davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/ karşı davacıya verilmesine,
2-Karşı davanın tümden reddine,
-Karşı dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın karşı dava için yatırılan 375,00 TL harçtan mahsubu ile fazlaca alınan 294,3 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
-Karşı davacı tarafından yapılan 36,00 TL yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı/karşı davalı karşı davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/ karşı davalıya verilmesine,
3- Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/09/2022

Katip ...
e-imzalı


Hakim ...
e-imzalı


"Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır."






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi