14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/4513 Karar No: 2017/9311 Karar Tarihi: 12.12.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4513 Esas 2017/9311 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2017/4513 E. , 2017/9311 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.07.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların müştereken malik oldukları 6140 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini istemiştir. Davalı vekili, davalının vasisinin taşınmaz üzerindeki binanın aidiyeti hususunda bir bilgisi olmadığını belirterek mahkemece bu hususun araştırılarak karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Mahkemece, dava konusu taşınmazdaki muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi davacıya, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve harcın taraflardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda tahsiline şeklinde hüküm tesis edilmemiş ise de belirtilen husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hüküm sonucunun 1. bendinin, hükümde yer alan "satış bedelinin taraflara dosya içindeki 25/03/2015 tarihli bilirkişi raporundaki kıymet yüzde oranlarına göre verilmesine" ibarelerinin çıkarılmasına, hüküm sonucunun 3. bendinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine "Satış sonunda elde edilecek bedelin %8,05"ine isabet eden kısmın muhdesat sahibi davacıya muhdesat bedeli olarak ödenmesine, geri kalan bedelin ise tapu kaydındaki payları oranında taraflara ödenmesine" cümlesinin eklenmesine, hüküm sonucunun 4. bendinin, hükümde yer alan "hissedarlardan payları oranlarına göre tahsiline" ibarelerinin hükümden çıkarılarak yerine "satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda taraflardan tahsiline" ibarelerinin eklenmesine, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.