14. Hukuk Dairesi 2017/4866 E. , 2017/9308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.08.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 7 ada 240 parsel sayılı taşınmazın yola çıkışının olmaması sebebi ile geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacıya ait 7 ada 240 parsel lehine, 18.06.2014 tarihli fen bilirkişi rapor ve rapora ekli krokiye göre; 1 nolu güzergah olan 7 ada 229 parsel içerisinde (A) harfi ile gösterilen 41.24 m², 7 ada 241 parsel içerisinde (B) harfi ile gösterilen 39.05 m², 7 ada 22 parsel içerisinde (C) harfi ile gösterilen 441.14 m²"lik alanda geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.Öte yandan, geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Somut olaya gelince; aleyhine geçit hakkı tesis edilen 7 ada, 241 parsel sayılı taşınmazın, davalı... adına tapuda kayıtlı iken, 16.03.2016 tarihinde dava dışı ..."e satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.O halde, mahkemece, 7 ada, 241 parsel sayılı taşınmazın maliki ..."i davaya dahil etmek üzere davacı tarafa süre verilip taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlandıktan sonra işin esası hakkında toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.