Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4310
Karar No: 2021/1045
Karar Tarihi: 18.02.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4310 Esas 2021/1045 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/4310 E.  ,  2021/1045 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı 14 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiş; 20.04.2010 tarihli celsede ise dava konusu 23, 234 ve 116 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, davacı tarafla anlaşma ihtimallerinin bulunduğunu belirterek süre verilmesini talep etmiş; ancak taraflar arasında herhangi bir uzlaşma sağlanamadığı anlaşılmıştır.
    Bir kısım dahili davalılar, ortak murisleri ..."nın 1/2 payının bulunduğu 31 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 14 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın, aynen taksim mümkün olmadığından, satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    UYAP sisteminden dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtlarının incelenmesinde, ... Köyünde kain 31, 87, 116, 137, 235, 243, 245, 340, 341, 350 ve 418 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı iken, hüküm tarihinden sonra 30.01.2012 tarihinde mirasçıları adına intikal gördüğü; aynı tarihte 31, 137, 235, 243, 245, 340, 341, 350 ve 418 No"lu parsellerde davacı ..."ya ait payların satış edinme sebebine dayalı olarak davalı paydaş ... adına kayıtlandığı; 87 ve 116 No"lu parsellerin ise hüküm tarihinden sonra dava dışı 3. şahıslara satış yoluyla devredildiği anlaşılmıştır.
    Öte yandan, mahallinde 28.09.2011 tarihinde yapılan keşifte, dava konusu 418 parsel sayılı taşınmaz üzerinde iki adet ev ve muhtelif sayıda meyve ağaçlarının bulunduğu tespit edilmiş; 18.10.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda da iki katlı evin davalı ..., tek katlı evin ise davalı ... tarafından kullanıldığı bildirilmiş; adı geçen davalıların da vekili olan bir kısım davalılar vekili ise temyiz dilekçesinde, söz konusu taşınmazla ilgili muhdesat iddiasında bulunarak, bu hususta dava açmak üzere taraflarına süre verilmediğini ileri sürmüştür.
    Bu durumda mahkemece, ortaklığın giderilmesi davasının niteliği gereği, davacının paydaşlığının kalmadığı ve yukarıda parsel numaraları belirtilen 9 adet taşınmaz yönünden davalı paydaşlara usulüne uygun şekilde tebligat yapılarak, bu taşınmazlar hakkındaki davaya devam edip etmeyeceklerinin sorulması; devam etmeleri halinde dava konusu 418 No"lu parselle ilgili bir kısım davalılar vekilinin muhdesat iddiasında bulunduğu göz önüne alınarak, bu muhdesatların aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması; ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan davalılara bu konuda dava açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi; daha sonra gerektiği takdirde bilirkişiden ek rapor alınarak, dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan kısmın ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Bunun yanı sıra, davacı tarafça ... Köyü"nde kain 23 ve 234 parsel sayılı taşınmazlar da davaya konu edilmiş ise de bu taşınmazların, dava dışı 3. şahıslar adına kayıtlı olduğu ve tarafların herhangi bir ilgisinin bulunmadığı; ayrıca 87 ve 116 parsel sayılı taşınmazların da hüküm tarihinden sonra dava dışı 3. şahıslara satış yoluyla devredildiği anlaşıldığından mahkemece, belirtilen taşınmazlar yönünden davanın aktif ve pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi de doğru değildir.
    Dava konusu 453 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; belirtilen taşınmazla ilgili olarak Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.03.1996 tarihli kararı ile ... Köyü"nde kain 13.600 m² alanlı ve 139 parsel sayılı ... adına kayıtlı taşınmazın, 5.600 m²"lik kısmının tapu kaydının iptali ile Hazine adına orman olarak tesciline, 8.000 m²"lik kısmının ise ... adına ipkasına karar verildiği, ancak Hazine adına orman olarak tesciline karar verilen 5.600 m² alanlı taşınmazın tapuda 453 parsel numarası ve orman niteliği ile 13.01.1996 tarihinde ifrazen ... oğlu ... adına kayıtlandığı, tapu kaydı ile ilgili olarak Orman İşletme Müdürlüğünce de 09.06.2010 tarihli yazıyla mahkemeye itirazda bulunulduğu, ancak mahkemece bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, 20.03.1996 tarihli mahkeme kararı ile tapu kaydının birbiriyle örtüşmediği anlaşılmıştır.
    O halde mahkemece, dava konusu 453 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında gerekli düzeltmenin yapılması için taraflara uygun bir süre verilerek, düzeltme yapıldığı taktirde anılan taşınmaz yönünden şimdiki gibi davanın kabulüne; orman vasfında olduğunun anlaşılması halinde ise bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş; açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 18.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi