19. Hukuk Dairesi 2014/14869 E. , 2015/4490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkete 22.03.2007 tarihinde 13.660 kg çekirdeksiz kuru üzüm teslim ettiğini, davalının ödeme için 09.04.2007 tarihli ve 000251 seri nolu ödeme talimatını müvekkiline verdiğini, ancak müvekkilinin bu ödeme talimatını ilgili bankaya ibrazında belgedeki kimlik bilgilerinin hatalı olduğu ve bu belgenin müvekkilinin babasının amcasının oğlu olan dava dışı ... adına düzenlendiğinin anlaşılması nedeniyle müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin müracaatına rağmen davalının sözkonusu yanlışlığı düzeltmemesi nedeniyle alacağının tashili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin ise davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında herhangi bir alım satım ilişkisi bulunmadığını, satış konusu malı davacının babası dava dışı ..."ın 21.03.2007 tarihinde müvekkiline satarak teslim ettiğini, ertesi gün davacının müvekkili şirketi telefonla arayıp kendisini ... olarak tanıttığını ve ödemeyi almaya oğlu ..."ın geleceğini ve müstahsil makbuzunun da oğlu ... adına düzenlenmesini söylediğini, devamında davacının müvekkili şirkete gelerek babasının teslim ettiği ürüne ilişkin dava dışı ... oğlu, 1958 doğumlu ..."ın kimlik bilgileriyle müstahsil makbuzunu düzenletip imzaladıktan sonra ödeme talimatı belgesini alıp işyerinden ayrıldığını, daha sonra ..."ın gelerek parasını istemesi ile olayın ortaya çıktığını, ..."ın yazılı talimatı doğrultusunda mal bedelinin müstahsil makbuzunda kimlik bilgileri yazılı ..."a ödendiğini, davacı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı hakkında ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2009/116 E., 2010/15 K. sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği ve anılan kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesi"nin 2012/16674 E., 2014/2824 K. sayılı ve 17.02.2014 tarihli ilamıile onanarak kesinleştiği, Adli Tıp Kurumu"nun 08.10.2008 tarihli raporunda takip konusu alacağın dayanağı olan 22.03.2007 tarihli ve 09243 seri nolu müstahsil makbuzu altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu şekilde davalıya satıma konu üzümü teslim eden kişinin davacı olduğunun anlaşıldığı, davacının takipten önce davalıyı temerrüde düşürmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalının Manisa 2. İcra Müdürlüğü2nün 2007/2510 sayılı takip dosyasındaki 13.273,14-TL asıl alacağa yaptığı itirazının iptali ile bu miktar üzerinden takibin devmına ve asıl alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 30.03.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
- MUHALEFET ŞERHİ-
Davacı, satıma konu kuru üzümün bizzat kendisi tarafından davalıya teslime edilmesine rağmen satış bedelinin kendisiyle aynı isim soyismi taşıyan dava dışı amcası oğlu ...’a ödendiğini, dolayısıyla gerçek hak sahibi olarak alacağını alamamakla, icra takibine geçmek zorunda kaldığını beyan ederek, davalının bu takibe yönelik itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf ise; davacının doğrudan hukuki ilişkinin tarafı olmadığını üzümün babası ... tarafından teslim edilip ödemeyi de onun talimatıyla kimlik bilgileri verilen ...’a yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dosya içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla, müstahsil makbuzundaki kimlik bilgileri ile ilgili tereddüt geçiren davalının bu hususta gerekli düzeltmeyi yapması için davacıya ihtaratta bulunduğu, ancak davacının buna rağmen herhangi bir düzeltme talebinde bulunmadığı görülmüştür.
Edimin ifası, kural olarak tarafları arasında yapılır. Ancak, sözleşme tarafları bunun üçüncü bir kişiye yapılması şeklinde de anlaşmış olabilirler. Bu halde, ödemenin alacaklının talimatıyla üçüncü kişiye yapıldığını ispatlayan tarafın, borcundan kurtulacağı kuşkusuzdur. Dava konusu ürünün davacı tarafından teslim edildiği müstahsil makbuzundaki imzadan anlaşılmaktadır. Makbuzdaki ismin kimlik bilgilerinde tereddüt yaşanması üzerine bir yanlışlık varsa giderilmesi hususunda davacıya bildirimde bulunmasına rağmen, davacının durumu kayıtsız kalarak herhangi bir işlem yapmaksızın paranın dava dışı Mehmet’e ödenmesine zımnen muvafakat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın kabulü yoluna gidilmesi; davalının kusuru olmaksızın aynı edimi ikinci kez ifa etmesine yol açarak hakkaniyete uygun düşmeyen sonuçlar doğuracağından, kararın bu gerekçelerle bozulması gerekirken, mahkeme kararının onanması yönünde tahakkuk eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.