15. Ceza Dairesi 2017/10409 E. , 2019/2298 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan)
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında
TCK’nın 158/1-e, son, 168, 62, 50/1-a, 52/2. maddeler gereğince mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında;
TCK’nın 206/1, 62, 50/1-a, 52/2. maddeler gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü katılan vekili ve sanıklar tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların, gerçek bir işyerinde fiilen çalışmadıkları halde kendilerini, bu işyerinde çalışmış gibi göstermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın çalıştığını belirttiği, fakat fiilen çalışmadığını belirttiği işyerinin paravan olmayıp aktif olarak çalışan gerçek bir işyeri olması nedeniyle ortada bir kurum zarar bulunmadığı gibi primleri ödenen sanığın hile teşkil eden bir eyleminin de bulunmadığı, ayrıca sanık tarafından kurumun denetim olanağının ortadan kaldırılmadığı da dikkate alınarak, işveren ile katılan kurum arasında idari ve hukuk bir ihtilaf bulunan olayda suçun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanığın, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Sanık ... hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
5237 sayılı TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunun oluşabilmesi için, kişinin açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece kişinin beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise bu maddede tanımlanan suç oluşmayacağı, buna göre, somut olayda, sanık tarafından, işe giriş bildirgesi hazırladığına dair delil bulunmadığı, aksi kabul edilse bile, söz konusu bildirgenin hazırlanması ile idarenin denetim olanağının ortadan kaldırılmadığı ve bu nedenle sanık üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanığın, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 18/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.