9. Hukuk Dairesi 2015/2618 E. , 2016/12430 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10/03/2008- 17/04/2012 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığını en son ... Ve . Geliştirme departmanı bünyesinde eğitim uzmanı olarak çalıştığını, davalı şirketin 17/04/2014 tarihli yazı ile müvekkilinin çalıştığı ..ş adresindeki işy erinin kapatılacağı ve bu nedenle kendisine ... ilinde Eğitim Uzmanlığı ve .. ilçesinde Kurumsal .. Teknik Destek Takım üyesi olarak çalışabileceğinin bildirildiği müvekkilinin ise teklif edilen işlerin kendi mevcut pozisyonu ile eşdeğer olmadığından reddettiğini, aynı gün ise davalı şirket tarafından 4857 sayılı yasanın 17 ve 18 maddelerine göre tek taraflı olarak iş aktinin feshedildiğini, müvekkilinin davalı şirkette çalıştığı dört yıl boyuncu fazla çalışma, resmi ve dini bayram çalışması ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek,fazla mesai alacağı,resmi ve dini bayram alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davacının fazla mesai alacağını kanıtladığı, davacıya ait dosya içerisinde bulunan bordrolarda fazla mesai ücretinin tahakkuk ettirildiği, bu ayların dışlandığı ayrıca davacıya Digitürk primi verildiği, Yargıtay"ın ilke kararlarına göre prim ödenmemesi halinde ödenen primlerin fazla mesai ücretlerini karşılayıp karşılamadığının değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca davacı ile yapılan sözleşmede fazla mesai ücretlerinin maaşa dahil olduğunun belirtildiği, bu taktirde de 270 saati aşan çalışmasının bulunması halinde fazla mesai ücreti taktir edileceği ,bilirkişi raporunda tüm bu hususların değerlendirildiği anlaşıldığından fazla mesai alacağının kabulüne karar verilerek hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı davacı ... davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davalının temyiz talebinin incelenmesinde,
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
Temyize konu edilen miktar 270.24 TL olup,hüküm tarihi itibarıyla 1.690 TL."lik kesinlik sınırı içinde bulunduğundan, davalının temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b) Taraflar arasında fazla çalışma ücretleri ve genel tatil alacağının hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK.’un 297. Maddesi uyarınca gerekçeli kararda “Tarafların iddia ve savunmalarının özetine, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlara, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillere, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesine, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplere yer verilmelidir. Bu kapsamda birden fazla bilirkişi raporu alınmış ise hangisinin esas alındığı belirtilmeli, çelişkiye yer verilmelidir.
Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Diğer taraftan prim, çalışanı özendirici ve ödüllendirici bir ücret ödemesi olup işverence işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. İşverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebilir. Fazla mesai ise kural olarak 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi fazla mesai yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücret hak kazanır. İşçinin fazla mesai yapması halinde ödenen primin fazla mesai ücretini de kapsadığı ve bu nedenle mahsubu gerektiği gerekçesi isabetli değildir.
Somut uyuşmazlıkta bilirkişi kök rapor ve ek rapor arasında fazla mesai ve genel tatil alacağının hesabında çelişki olup bu çelişki giderilmeden, hangisine üstünlük tanındığı belirtilmeden mahkemece karar verilmesi belirtilen usul kuralına aykırıdır. Bilirkişi kök raporunda tanık beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde haftalık 6 saat fazla mesai yaptığı, genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek hesap yapılmış iken, bilirkişi ek raporunda ücret bordolarında genel tatil ücreti tahakkuku bulunduğu gerekçesiyle hesaplama yapılmamış, fazla mesai ücreti yönünden ise davacı işçiye ödenen prim ile fazla mesai ücreti kıyas yapılarak ve yıllık 270 saatlik fazla mesainin aylık ücrete dahil olduğu kabulü ile hesaplama yapılmıştır.
Ücret bordolarında davacının imzası olmayıp, genel tatil ücretinin banka kanalıyla ödendiği de davalı işveren tarafından ispat edilemediğinden mahkemece bilirkişi ek raporu esas alınarak genel tatil ücreti alacağının reddine karar verilmesi hatalıdır.
Fazla mesai ücreti belirlenirken ise bilirkişi ek raporunda davacıya ödenen primin fazla mesai alacağını karşılayıp karşılamadığına bakılmaksızın fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması gerektiğinden fazla mesai alacağının hatalı bilirkişi ek raporuna göre kabulüde isabetsizdir.
Mahkemece bilirkişi kök raporu doğrultusunda genel tatil alacağının kabulüne karar verilmesi ve fazla mesai alacağının da 270 saatlik fazla mesainin aylık ücrete dahil olduğu kabul edilerek, davacıya ödenen prim ile kıyaslama yapılmaksızın hüküm altına alınması gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.