
Esas No: 2017/16744
Karar No: 2019/2292
Karar Tarihi: 18.03.2019
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/16744 Esas 2019/2292 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat (ayrı ayrı)
Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 sayılı TCK"nın “Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi” başlıklı 67. maddesinin ikinci fıkrası;
“Bir suçla ilgili olarak;
a)Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b)Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c)Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d)Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı kesilir” şeklinde düzenlenmiş olup, dava zamanaşımını kesen nedenler, bir suçla ilgili olarak; şüpheli veya sanıklardan birinin Cumhuriyet savcısı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi ve sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi olarak belirtilmiştir.
Dava zamanaşımının kesilme nedenleri sayılırken madde metninde kullanılan “şüpheli veya sanıklardan birinin”, “şüpheli veya sanıklardan biri hakkında”, “sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa” ibarelerinden dolayı “dava zamanaşımının sirayeti” ilkesinin benimsendiğinin anlaşıldığı, iştirak halinde bir suç işlendiği takdirde şeriklerden biri hakkında dava zamanaşımını kesen işlemler yapılmış ise haklarında madde metninde sayılan işlemler yapılmamış olan şerikler hakkında da dava zamanaşımı süresi kesilmiş olacaktır. Bu hukuksal olgular ışığında yapılan incelemede, sanıklar ... ve ...’ın sorgularının yapıldığı tarihten itibaren 8 yıllık asli zamanaşımı süresinin geçmediği dikkate alınarak ve tebliğnamedeki zamanaşımı nedeniyle düşme düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
Sanıkların hileli hareketlerle katılandan haksız menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Sanıklar hakkında yapılan yargılama sonunda, sanıklara atılı suçla ilgili herhangi bir delil değerlendirmesi yapılmadan, konuyla ilgisi olmayan farklı bir eylemle ilgili değerlendirme yapılarak hükümlerin gerekçesinin karıştırılması,
Kanuna aykırı olup, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 18/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.