1. Hukuk Dairesi 2014/4916 E. , 2015/4189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2007/137-2013/201
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal ve tescil isteğine yönelik davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Reşide vekili ve davalı Mehmet vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi B.. B.."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, davacı Peter"in davalılardan Fahri ile birlikte diğer davacı limited şirketin ortağı olduğunu, davacı Peter"in yurtdışında olduğu bir sırada davalı Fahri"nin davacı Peter"in imzasını taklit ederek şirket ana sözleşmesini değiştirip kendisini davacı şirketin tek temsilcisi atadığını, bu sahte karara istinaden dava dışı İ.. A.."a 14.02.2006 tarihli vekâletname verdiğini, anılan vekâletname kullanılarak 155 ada 1 parseldeki davacı şirketin maliki olduğu mesken niteliğindeki 1 nolu bağımsız bölümün davalı İbrahim"e; onun da davalı Reşide"ye ;onun da davalı Mehmet"e satış aktiyle temlik ettiğini, satış sırasında kullanılan vekâletname geçersiz olduğu gibi davalılar arasındaki işlemin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapunun iptali ile davacı şirket adına tesciline olmazsa tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Fahri,işlemlerin usulüne uygun olduğunu davalı İbrahim,inşaat sektöründe yer alan davacı şirketin taşınmaz satışlarına aracılık ettiğini, bu faaliyetinden dolayı şirketin kendisine 85.000 Euro borcunun bulunduğunu, alacağına karşılık olarak çekişmeli taşınmazın devredildiğini, davalı Reşide, çekişmeli taşınmazı 50.000 Euro bedel ile satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını .. A.Ş.den 02.05.2006 tarihinde temin ettiği 25.000 TL konut kredisi ile bir kısmını da birikimleri ile ödediğini, konut kredisinin teminatı olarak banka lehine taşınmaz üzerine ipotek koydurduğunu, kredi borcunu ödeyemeyince taşınmazı 80.000,00 TL bedelle sattığını, ceza yargılamasında beraat ettiğini, davalı Mehmet, çekişmeli taşınmazı davalı Reşide"nin kocası olan dava dışı İskender ile yurtdışında yaşaması sebebiyle kardeşi olan dava dışı Mustafa arasında yapılan 08.01.2007 tarihli satım sözleşmesi başlıklı belgeye dayalı olarak satın aldığını, sözleşme
esnasında 2.000 Euro kapora verildiği gibi Mustafa"nın keşidecisi ve İskender"in lehdarı olduğu 08.01.2007 keşide ve 20.04.2007 tarihli 18.000,00 TL bedelli senet verildiğini,banka havalesi ile 15.01.2007 tarihinde davalının banka hesabına 22.973,25 TL yatırarak davalı Reşide"nin kalan kredi borcunun ödenip çekişmeli taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, ayrıca sözleşmede Reşide"ye nakten 21.900 Euro ödeneceğinin kararlaştırıldığını ve 18.01.2015 tarihinde banka hesabından 22.600,00 TL çekmek suretiyle ödediğini, hakkında bir ceza yargılaması bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kısa süreler içinde değerinin altında bedellerle el değiştirdiği, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı Fahri ile davalı İbrahim arasında yapılan satış işleminin butlanla sakat olduğu, diğer davalılar ile davalı İbrahim arasında hukuki bir ilişkinin varlığının sabit olduğu bu durumda satışların muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı Peter"in davacı şirketin %99 hissedarı olduğu,diğer %1" inin ise davalı Fahri"ye ait olduğu, davacı Peter"in yurtdışında olduğu bir sırada davalı Fahri"nin davacı Peter"in imzasını taklit ederek 13.12.2005 tarihinde şirket ana sözleşmesinin şirketin temsili başlıklı 9. maddesini değiştirerek kendisini davacı şirketi tek başına (münferiden) temsil ve ilzama ve 10 yıllığına şirket müdürlüğüne atadığı, yapılan bu değişikliklerin tümünü ticaret siciline tescil ettirdiği, bu sahte karara istinaden Alanya Ticaret Sicil Memurluğundan aldığı 17.01.2006 tarihli yetki belgesini aynı tarihte noterde onaylatarak dava dışı İ.. A.."a 14.02.2006 tarihli vekaletname verdiği, anılan vekâletname kullanılarak 155 ada 1 parseldeki davacı şirketin maliki olduğu mesken niteliğindeki 1 nolu bağımsız bölümün davalı İbrahim"e 22.02.2006; onun da davalı Reşide"ye 04.05.2006; onun da davalı Mehmet"e 18.01.2007 tarihli satış aktiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten de, şirket ortağı davalı Fahri ile ondan edinen İbrahim"in dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suretiyle böylesi işlem yaptıklarından,diğer davalı Reşide"nin ise suç esyasını satın almaktan dolayı ceza takibatına uğradıkları, anılan davalı kişiler hakkında açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 27.01.2011 tarih, 2008/116 Esas, 2011/4 Karar sayılı ilamı ile davalı Fahri ve İbrahim"in nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkum olduğu,diğer davalı Reşide"nin ise kastının bulunmaması nedeniyle suç eşyasını satın almak suçundan beraat ettiği, kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesince bu yönlerden onandığı, anılan ceza dosyası kapsamı ile davalı Fahri ile ve davalı İbrahim"in birlikte hareket ettikleri, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlemek suretiyle dava konusu taşınmazın temlikini sağladıkları sonucuna varılmaktadır.
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunu"nun 1020. maddesinde öngörülen sicilin aleniyeti ve buna dayalı olarak sicile güven ilkesinden istifade ile taşınmazı elde eden kişinin iyi niyetli olması halinde ediniminin korunması gerekeceği Türk Medeni Yasasının 1023. maddesi gereğidir.
Bu ilkeler çerçevesinde ara malik davalı Reşide"nin durumu irdelendiğinde, özellikle Reşide, satış bedelini ödediğini bildirmiş ve gerçekten de taşınmazın satın alma tarihlerine tekabül eden tarihte de davalı Reşide"nin 25.000,00 TL konut kredisi kullandığı banka kayıtları ile sabittir. Diğer taraftan, davalı Reşide hakkında "suç eşyasını satın almak" suçundan dolayı Ceza Mahkemesince "sanığın kastının bulunmaması" gerekçesi ile beraatine karar verilmiştir. Her ne kadar, 6098 sayılı TBK"nun 74. (818 sayılı BK. nun 53.) maddesi hükmüne göre ceza mahkemesince verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, beraatin gerekçesini teşkil eden maddi olgular yönünden hukuk hakiminin bağlı olacağı tartışmasızdır. Somut olaya bu düzenlemeler çerçevesinde bakıldığında özellikle, davalı Reşide hakkında verilen beraat kararının gerekçesi eldeki dosya içindeki deliller ile birlikte değerlendirildiğinde, mahkum olan diğer davalılar Fahri ve İbrahim ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini ve kötüniyetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca; kademeli isteklerden ilkinin (tapu iptal ve tescil isteğinin) reddine karar verilmesi; terditli istek olan tazminat isteğinin ise değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalı Reşide ve davalı Mehmet vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.