1. Hukuk Dairesi 2020/773 E. , 2021/2118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalılar ...ın dava konusu taşınmazı kötüniyetle edindiklerinin kanıtlanamadığı, TMK’nin 1023. maddesi gereğince kazanımlarının korunması gerektiği, davalı ...’in de kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan, diğer davalılar yönünden ise esastan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmesine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil ( idari işlemin iptali ) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Silivri Belediye Başkanlığına ait dava konusu 984 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı Silivri Belediye Meclisi kararına istinaden belediye encümenince yapılan ihale ile 13.12.2012 tarihinde davalı ...’e satıldığını, ne var ki satışın dayanağını teşkil eden meclis kararının İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin 2009/1410 esas 2010/942 sayılı kararı ile iptal edildiğini ve kararın Danıştay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalı ... adına yapılan tescilin yolsuz hale geldiğini, davalı ...’in de açılacak davayı bertaraf etmek için çekişmeli taşınmazı diğer davalılara devrettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir.
Davalı ..., çekişmeli taşınmazı ihale neticesinde bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu, ediniminin korunması gerektiğini, sonra da diğer davalılara sattığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, tapu kaydına güvenerek dava konusu taşınmazı 185.000,00 TL’ye satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını, TMK’nin 1023. maddesi gereğince kazanımlarının korunması gerektiğini bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılar ...ın dava konusu taşınmazı kötüniyetle edindiklerinin kanıtlanamadığı, TMK’nin 1023. maddesi gereğince kazanımlarının korunması gerektiği, davalı ...’in de kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan, diğer davalılar yönünden ise esastan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince s 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 984 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına kayıtlı iken, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18.maddesinin “ e” bendi uyarınca satışının yapılmasına dair 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı Belediye Meclis Kararı ile 13.12.2012 tarihli Belediye Encümen Kararı gereğince yapılan ihale sonucunda 13.12.2012 tarihinde davalı ...’e ihale edildiği ve 26.12.2012 tarihinde ..., adına tescil edildiği, ...in de 18.02.2013 tarihinde anılan taşınmazın tamamını diğer davalılar ...a satış suretiyle devrettiği, 2005 doğumlu çocuklar Sarp ve Kaan adına çekişmeli taşınmazı velayeten anneleri ... ve babaları ...’ın temlik aldığı, bu arada 3. kişiler tarafından ... aleyhine dava konusu taşınmazın satışına dayanak teşkil eden 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı Belediye Meclis Kararının iptali isteğiyle açılan davanın yargılaması neticesinde İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin 31.05.2010 tarih ve 2009/1410 Esas- 2010/942 Karar sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın Danıştay 8. Dairesi’nin 06.03.2015 tarihli ilamıyla onanıp, karar düzeltme isteği de 08.04.2016 tarihinde reddedilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazın davalı ... adına tescilinin dayanağı olan idari işlem, yani 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı Belediye Meclis Kararı idari yargı yerinde iptal edildiğine ve bu karar kesinleştiğine göre, sicilin illetten yoksun hale geldiği, başka bir ifadeyle ilk el konumunda olan davalı ... adına oluşan sicil kaydının Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu kuşkusuzdur.
O halde çözümlenecek uyuşmazlık, son kayıt maliki olan davalılar ...ın iyiniyetli edinen olup olmadıkları, edinimlerinin TMK’nin 1023. maddesi gereğince korunup korunmayacağıdır. Davalılar ... ikinci el konumunda bulunup, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koşullarının gerçekleşmesi halinde edinimlerinin korunacağı tartışmasızdır.
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinde aynen ‘’ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. ‘’ şeklinde düzenlemeye yer verilmiş, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğinde bulunan 1024. maddede başka bir ifade ile tekrarlanarak, iyiniyetli olmayan üçüncü şahısların kazanımını hükümsüz saymıştır.
Öte yandan, vakıa ve karinelerden olayda halin icapları vechiyle kendisinden beklenen özeni sarfetmemiş olması itibariyle kanunen iyiniyet iddiasında bulunamayacağı belirmiş olan kimsenin Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinden yararlanamayacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, çekişmeli taşınmazın da içinde yer aldığı 94 adet taşınmazın satışına ilişkin Silivri Belediye Meclisinin 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı kararına karşı idare mahkemesinde iptal davası açılması ile birlikte bu olay ulusal basına konu olmuştur. Devam eden süreçde de basın tarafından konunun takip edildiği idari işlemin iptal kararının yeniden gündem yapılmasından anlaşılmaktadır. Öte yandan, iyiniyetin değerlendirilmesi bakımından temlik tarihinde 8 yaşında olan davalılar ...ın anne ve babalarının ( ... ) durumlarının incelenmesi gerekmektedir. Davalılar ...ın ailesi ile birlikte İstanbul ili Başakşehir ilçesinde ikamet ettikleri akit tablosuna bildirdikleri adresten tespit edilmiştir. O halde, İstanbul ili Silivri ilçesinde gelişen ve ulusal basına da konu olan olayları ...çiftinin kendilerinden beklenen özeni göstermeleri halinde bilmeleri gerektiği değerlendirilmiştir. Ayrıca ..., dava konusu taşınmazı mimar olarak çalışan ve taşınmaz sektörüne hakim diğer davalı ...’den satın almışlardır. Taşınmazın bulunduğu Silivri ilçesinde yaşayan ...in de durumu bildiği ortadadır. Yine ...in taşınmazı edinim tarihi ile davalılar ...ın edinim tarihi arasında iki ay gibi kısa bir süre vardır. ...çiftinin, ...in edinimini ve tarihini araştırmaları ve basına yansıyan olayı gözetmeleri halinde durumu bildikleri ya da bilmeleri gerektiği anlaşılmıştır. Öte yandan, davalılar ... vekili tarafından sunulan adi yazılı emlak alım atım sözleşmesi ve tahsilat makbuzlarının her zaman düzenlenmesi mümkündür. Bu nedenle itibar edilememiştir. Satış bedelinin bankadan çekildiğine ya da davalı ...’a transfer edildiğine dair kayda dayalı bir belge de sunulmamıştır.
Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-KARŞI OY-
Dava yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ..., taşınmaz satışına ilişkin belediye meclis kararının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle tescilin yolsuz hale geldiği, ilk el davalıdan satın alan kayıt maliklerinin de edinimlerinde iyiniyetli olmadıkları gerekçesiyle tapu iptali-tescil isteminde bulunmuşlar, ilk derece mahkemesince ilk el olan davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle, kayıt maliki davalılar yönünden kötüniyetli edindikleri ispat olunamadığından davanın esastan reddine karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf isteği esastan reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairenin sayın çoğunluğu tarafından kayıt maliki davalıların edinimlerinde iyiniyetli olmadıkları gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı belediyenin yaptığı taşınmaz satış ihalesinin dayanağı olan meclis kararının, mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle tescilin yolsuz hale geldiği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, sayın çoğunluk ile aramızda, ikinci el olan davalı kayıt maliklerinin TMK"nın 1023. Maddesinin koruyuculuğundan yararlanmalarının mümkün olup olmadığı konusunda görüş aykırılığı vardır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Silivri Belediyesi tarafından 94 adet taşınmazın ihale yolu ile satışının yapıldığı, dayanak meclis kararının mahkemece iptali üzerine anılan belediyenin tapu iptali tescil davaları açtığı, kayıt maliki davalıların taşınmazın bulunduğu Silivri"de ikamet etmedikleri, temlik tarihlerinde ergin olmadıkları için velayeten adlarına temlikin sağlandığı, taşınmazın keşfen belirlenen bedeli ile tapu senedindeki bedelin uyumlu olduğu ve emlakçı aracılığı satın alındığı, yolsuz tescili oluşturan olguların temlik tarihinden önce basına yansıdığına dair delil bulunmadığı, 14.02.1951 tarihli 17/1 sayılı İBK kapsamında davalıların aleyhine iyiniyetli olmadıkları yönünde vakıa ve karine de bulunmadığı gözetildiğinde, davalıların TMK"nın 1023. Maddesinin koruyuculuğundan yararlanmaları gerekmektedir.
Bu halde, ilk derece mahkemesinin davanın reddine yönelik kararı ile bölge adliye mahkemesinin istinaf isteğinin esastan reddine yönelik kararı doğru olduğu ve hükmün onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.