14. Hukuk Dairesi 2016/779 E. , 2017/9281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.12.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
1) Mahkeme kararı hükmü temyiz edenlere usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.
HUMK’nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu davalılar yönünden süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2 )Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
Satışına karar verilen taşınmaz;
a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında,
b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında,
c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Somut olayda;
Dava konusu 387 Parsel sayılı taşınmazda tapu hissedarı...’in davada taraf olarak yer almadığı anlaşıldığından; adı geçen hissedarın sağ ise kendisinin veya ölü ise usulüne uygun ibraz edilecek mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
3)Davalı ...’nın muhdesat iddiasında bulunduğu anlaşıldığından, öncelikle muhdesatın aidiyeti ile ilgili olarak ihtilaf olup olmadığının taraflara sorulması, taraflar arasında ihtilafın olmadığı anlaşılırsa Bilirkişi"ye muhdesat oranı kurdurularak bir karar verilmesi, şayet muhdesat konusunda bir ihtilaf var ise muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için taraflara süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
4)Ortaklığın giderilmesi davalarında dava konusu parselin tümüyle satışına karar verilir. Payın ortaklığının giderilmesine karar verilemez. Bu nedenle dava konusu 387 parsel sayılı taşınmazda 21/56 oranındaki hissenin satışına karar verilmesi doğru değildir.
5)Dava konusu 377 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bent uyarınca davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."in süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 2, 3, 4, 5 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.