Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 12.04.2007 gün ve 2006/291 E.- 2007/122 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.10.2008 gün ve 2007/8182 E.-2008/10741 K. sayılı ilamı ile; (...Davacılar vekili, müvekkillerinin oğulları olan H. E..’in davalı şirkete trafik sigorta poliçesi ile sigortalı aracın neden olduğu kaza sonucu vefat ettiğini, bu nedenle destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla, toplam 6.000 YTL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, yargılama sırasında yapılan ıslah ile 21.046,00 YTL. nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılara 4.060 YTL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacılara sosyal güvenlik kurumlarından yapılmış bir yardım varsa hükmolunacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde dava dışı araç sürücünün tam kusurlu bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacı C.. için 13.393,00 YTL, davacı S.. için 7.653,00 YTL olmak üzere toplam 21.046,00 YTL destekten yoksun kalma tazminatının, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada bir belge bulunmadığı gerekçesiyle dava tarihi olan 21.07.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak taraflar arasında ihtilafsız olduğu üzere davalı tarafça davadan önce davalılara 4.060 YTL ödendiği çekişmesiz olduğuna göre mahkemece hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından bu miktar indirilerek bakiye miktara hükmedilmek gerekirken anılan husus nazara alınmadan mükerrer tahsilâta neden olacak karar tesisi bozmayı gerektirmiştir.…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümüne dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar, oğulları küçük H.. E..’in ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını belirterek, ıslah ile birlikte 21.046,00 YTL. nin davalı sigorta şirketinden tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı Sigorta Şirketi, davacılara yoksun kalınan destek tazminatı olarak 4.060,00 YTL ödendiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar; taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçelerle ve ayrıca ödenen 4.060,00 YTL. nin, hükme dayanak bilirkişi raporunda mahsup edildiği gerekçesiyle, direnme kararı verilmiştir.
Mahkemenin direnmeye ilişkin kararı, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki davadan önce, 4.060,00 YTL. destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi tarafından, davacılara ödendiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan 14.02.2007 tarihli bilirkişi raporunda; anılan 4.060,00 TL.nin, tavan destek zararından mahsup edildiği belirtilmiştir.
Bozma ilamında yer alan, “davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödenen 4.060 YTL. nin, mahkemece hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilerek bakiye miktara hükmedilmesi gerektiği, mükerrer tahsilâta neden olacak şekilde karar tesisinin doğru olmadığı” şeklindeki ibarenin, maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece hüküm altına alınan tutardan, 4.060 YTL. nin düşülmesine gerek olmadığı anlaşılmıştır.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına gerek olmadığına 11.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.