18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/20615 Karar No: 2015/13045 Karar Tarihi: 17.09.2015
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/20615 Esas 2015/13045 Karar Sayılı İlamı
18. Hukuk Dairesi 2014/20615 E. , 2015/13045 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 37.815,04 TL"nin okuldan ayrılış tarihi olan 18.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve masraflaral birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı .... yönünden kısmen kabulüne diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlük ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanunun 1. maddesinde “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiile ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. "düzenlemesine yer verilmiş olup, davalı ..."ın iradesi gözetilerek düzenlenen Eylül 2008 tarih ve 20245 yevmiye numaralı yüklenme senedinde davalı ..."ın davalı ..."ın okulla ilişiğinin kesilmesi halinde bu öğrenci adına tahakkuk edecek okul masraflarını sarf tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar geçen süre içinde hesap edilecek kanuni faizi ile birlikte 134.722,101 YTL geçmemek üzere müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatıyla ödeyeceğini taahhüt etmiş olup, davalı ..."ın kefaletname uyarınca ... masraflarından sorumlu tutulması gerekirken kefalet senedinin taraf iradeleri gözetilmeksizin doğrudan kanunla belirlenmiş işlem niteliğinde olduğu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, kefalet senedinde davalının el yazısı ile yazılmış müteselsil kefil olduğu anlamına gelecek bir beyanı bulunmadığı gibi eşininde imzasının mevcut olmadığı gerekçesiyle reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.