15. Ceza Dairesi 2017/3930 E. , 2019/2285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, suç eşyasını bilerek satın alma
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında; TCK"nın 165/1, 62. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında;
a-Resmi belgede sahtecilik suçundan beraat,
b-Dolandırıcılık suçundan;
TCK’nın 157/1, 62/1, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
3-Sanık ... hakkında; TCK’nın 157/1, 62/1, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Suç eşyasını bilerek satın alma suçundan sanık ..."nın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ... tarafından, dolandırıcılık suçundan sanık ..."ın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ... tarafından, sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmü sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’in eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulma karşısında, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMK"nın 311. maddesi hükmüne göre, inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğundan; hukuki dayanaktan yoksun olarak verilen eski hale getirme içerikli temyiz talebin reddine ilişkin 17/10/2014 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Sanık ...’in yokluğunda verilen hükmün, bilinen en son adresine tebliğe çıkartıldığı, tebliğ yapılmaması üzerine ve Mernis adresinin de bulunmaması nedeniyle aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle hükmün kesinleştirildiği görülmüş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bunun da bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin de olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, en son bilinen adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, aynı yasanın 32/2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği, bu bilgiler ışığında sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın 09/10/2014 tarihinde yaptığı temyiz başvurusunun öğrenme üzerine ve süresinde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede,
Sanıklar Osman, Hüseyin ile temyiz dışı sanık ...’un fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek katılan ...’a ait oto kiralama şirketinden, aslı ele geçirilemeyen katılan ... Horoz’a ait sahte oluşturulmuş sürücü belgesi ile 35 DA 5678 plakalı 2012 model Renault Clio marka model aracı kiraladıkları ve bu aracı sanık ...’ya 3.000 TL’ye sattıkları bu şekilde sanıkların atılı suçları işledikleri iddia olunan olayda;
1-Sanık ...’in resmi belgede sahtecilik suçu yönünden verilen beraat hükmüne yönelik yapmış olduğu temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık ...’in temyiz dilekçesinin resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmü temyiz ettiği, beraat hükmünün gerekçesine yönelik temyiz itirazı bulunmadığı, hükmü sanık sıfatıyla temyizde hukuki yararı bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE;
2-Sanık ... hakkında suç eşyasını bilerek satın alma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Sanık ... ve diğer sanıkların savunması, katılanların beyanları,olay tutanağı ile dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkemenin mahkumiyet yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiş olup, mahkemece sanık hakkında gerekçeleri gösterilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan bu husustaki tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.” Sanığa verilen hapis cezasının yanında 100 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karşın, bir gün karşılığı belirlenen miktar ile çarpılmamak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının ilgili bölümüne “TCK’nın 52/1-2. maddesi gereğince sanığın ekonomik durumu ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurulup, 1 gün karşılığı takdiren 20,00 TL olarak tayin edilen miktarın çarpılması suretiyle neticeten sanığın 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanıklar Osman ve Hüseyin hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
Sanıkların savunmaları, katılanların beyanları ile tüm dosya kapsamından sanıkların eylemlerinde Emniyet Müdürlüğünün maddi varlığı olan sürücü belgesi örneğinin suçta kullanılması nedeniyle, 5237 sayılı TCK"nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturması karşısında suç vasfında hataya düşülerek basit dolandırıcılık suçundan hükümler kurulması;
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nın 326/son gereğince sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 18/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.