Taraflar arasındaki “tapu kaydında düzeltim” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 05.02.2008 gün ve 2007/228 E., 2008/14 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17.04.2008 gün ve 2008/3892 E., 2008/5278 K. sayılı ilamı ile; (...Dava, 4092 ada 1 parseldeki tapu kayıt maliki H. S.. isminin H. H.. olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Davalı, tapu kaydının yolsuz tescile dayandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, istem kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Taşınmaz 25.04.1969 tarihli resmi akit tablosuna göre önceki malikten H. S.. vekili olarak hareket eden H. M.. tarafından satın alınmıştır. Başka bir anlatımla işlemin bir tarafı H. M.. ile H. S.. arasındaki vekalet ilişkisine dayanmaktadır. 22.04.1969 tarih 6243 yevmiye numaralı vekaletname Bursa .. Noterliğince düzenlenmiş ise de, bu vekaletnamede ismi yazılı olan H. S.. gerçekte Türkiye Cumhuriyeti nüfusuna kayıtlı olmadığı, diğer söyleyişle vekaletnamenin sahte olduğu anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 1024. maddesinin 2. fıkrası, “Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” hükmünü içermektedir. Davaya konu taşınmaza ilişkin ayni hakkın sahte vekaletnameye dayanarak yolsuz tescil edildiği ve Medeni Kanunun 1025. maddesi uyarınca da terkine tabi olduğu ortadadır. Düzeltilmesi istenen hak, bir nedeni olmadan (yolsuz) tescil edildiğinden bu tapu kaydına dayanan mülkiyet hakkına dayanılarak tapuda isim düzeltilmesi ve tespit istenemez. Böyle bir hakkın varlığını ileri sürmek objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından açılan davanın reddi yerine istem hüküm altına alınmış olmakla hükmün bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti ile kayıt malikinin isminin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği karar yukarıda belirtilen nedenle Özel dairece bozulmuş, mahkemece; davacı ile kayıt malikinin aynı kişiler oldukları gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın tapu kaydının yolsuz tescile dayalı olup olmadığı ve kayıtta isim düzeltilmesi talebinde bulunulup bulunulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda; Türk asıllı Yunanistan vatandaşı davacının sahte isimle vekaletname düzenlettiği, sahte isim kullanılan bu vekaletnameye dayalı olarak tapuda işlem yapıldığı ve tescilin sahte vekaletnameye dayalı olarak gerçekleştirildiği ile tapu kayıt malikinin nüfusta kaydı bulunmadığı hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Dava konusu taşınmaz sahte isimle düzenlenen vekaletname ile işlem yapılması nedeniyle yolsuz tescile konu olmuştur.
Davacı tarafından açılabilecek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinde düzenlenen; yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil davasında koşulları varsa, talebinin dinlenebilmesi mümkün ise de, iş bu tapuda isim düzeltim davasında, tapuda ismi yazılı kişinin davacı ile ilgisi olmadığı, sahte isimle düzenlenen vekaletnameye dayalı olarak tapuda işlem yapıldığı anlaşılmakla bu suretle oluşan yolsuz tescilin geçerli hale getirilmesine imkan tanıyacak şekilde dava konusu yapılan tapu kaydındaki isim düzeltim talebinin dinlenmesi mümkün değildir.
Yerel mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.11.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi