"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki ""işçilik alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Antalya Birinci İş Mahkemesi)"nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.06.2005 gün ve 2004/105-2005/404 sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi"nin 28.02.2008 gün ve 2007/40346 E., 2008/2795 K. sayılı ilamı ile;
(...1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni ge-rektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının işyerine davalı tarafından el konulmadan önce 01.06.2003-12.06.2003 tarihleri arasında fiilen çalıştığı anlaşıldığından, bu dönem için ücret alacağına hükmedilmesi yerindedir.
Ancak davacı, işverene gönderdiği 20.06.2003 tarihli ihtarnamede de bu el koyma sebebiyle işyerinde, el koyma tarihinden itibaren 23.06.2003 tarihine kadar bir hafta süre ile işin durduğunu ve bu nedenle çalışamadığını kabul etmiştir. Bu durumda 13.06.2003-23.06.2003 tarihleri arasındaki çalışılmayan dönemde 1475 sayılı Yasa"nın 34, 4857 sayılı Yasa"nın 40. maddeleri gereğince davacı ancak bir haftalık süre için yarım ücret talep edebilir. Mahkemenin bu dönem için tam ücrete karar vermesi hatalıdır.
3- Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davalı ile K... Elektrik T.A.Ş. arasında imzalanmış olan imtiyaz sözleşmesinin feshedilerek, işyerine davalı tarafından 12.06.2003 tarihinde el konulmuştur. Davacı işçi, daha önce K... T.A.Ş."nin işçisi iken, yukarıda içeriği açıklanan ihtarnamesi ile hizmet söz-leşmesini feshetmiş; davalıya başvurarak çalışmak istediğini bildirmiş ve bunun üzerine 23.06.2003 tarihli hizmet sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı işveren bir kamu kurumu olup, aynı sıfatla başka işyerlerinde çalışan diğer işçilerine ödenmekte olan ücrete göre davacı işçinin ücreti tespit olunmuştur.
Bir an için davacının aralıksız çalışmaya devam ettiği kabul edilse dahi, tarafların yeni durum karşısında biraraya gelerek iş sözleşmesi düzenleme suretiyle ücreti yeniden belirlemeleri mümkün bulunmaktadır. Davalının aynı işi yaptığı diğer işyerlerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesini bir süre sonra gerekli intibak hesaplarını yaparak benzer şekilde işe alınan tüm işçilere uygulamaya başladığı da anlaşılmaktadır. Böyle olunca, 23.06.2003-01.09.2003 dönemi için, davacının devirden önceki ücreti alması gerektiğinden sözedilerek fark isteğinin kabulü de doğru değildir. Bu dönem için fark isteğinin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda kısmen direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, esasa girilmeden önce, mahkemenin direnme kararının tarihi ve kapsamı ile temyiz dilekçesinin kapsamı itibariyle kararın temyiz edilebilirlik, diğer bir söyleyişle kesinlik sınırı altında kalıp kalmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.
Dava, işçilik alacakları istemine ilişkindir.
Belirtilmelidir ki; davacı vekilinin temyizinin bulunmaması, yerel mah-kemece direnilen kısmın 22 günlük ücret alacağına ilişkin olması ve direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olması karşısında, Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık sadece İş Kanunu"ndan kaynaklanan 22 günlük ücret alacağına ilişkin olup, bilirkişi raporunda belirlenen tutarı "714,93 YTL", mahkemece hüküm altına alınan tutar ise "500 YTV"dir.
Bilindiği gibi, 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete"de ya-yımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un", yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu"nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulu"nca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1 maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiş ve aynı kanunla katsayı uygulaması getirilmiş olup, 01.01.2008 tarihinden 31.12.2008 tarihine kadar katsayı artışı sonucu uygulanması gereken kesinlik (temyiz edilebilirlik sınırı) * 1.250 YTL"dir.
Görülmekte olan davada direnme kararı 24.11.2008 tarihinde verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında, eldeki davada, temyiz istemine konu kısmi direnme kararının verildiği 24.11.2008 tarihinde, 5219 sayılı Kanun"un temyiz (kesinlik) sınırını "1.250 YTL" olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna, direnme ve temyize konu İş Kanunu"ndan kaynaklanan ücret alacağı miktarı "714,93 YTL" olup, toplu iş sözleşmelerinde olduğu gibi taraflar arasında ileriye dönük etkileri olmadığından, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davalının temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 11.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.