Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18253
Karar No: 2017/10386
Karar Tarihi: 11.09.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/18253 Esas 2017/10386 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/18253 E.  ,  2017/10386 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından borçlu ... hakkında çeke dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibe konu çeklerdeki imzanın kendisi tarafından atılmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itiraz ettiği görülmüştür.
    Mahkeme, takip borçlusunun, ..."yu .... Noterliğinin 29.11.2012 tarih ve 29715 yevmiye sayılı vekâletnamesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 547. maddesi uyarınca ticari temsilci olarak atadığını, aynı yasanın 548/1. maddesi uyarınca ticari temsilcinin kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili olduğundan imza inkârının ticari temsilci olan ... açısından da araştırılması gerektiğini, borçlunun, imzaları alınmak üzere, ticari temsilcisi ..."yu hazır etmediği gibi verilen kesin mehile rağmen bulunabileceği doğru adresini de bildirmemiş olduğundan bahisle istemin reddine karar vermiştir.
    Takibe konu çekin keşide tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 547/1. maddesinde ticari temsilci “Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir” şeklinde tanımlanmıştır.
    Ticari temsilcinin, temsil yetkisinin kapsamı kanunda tam olarak belirlenmiştir. Bu haliyle ticari temsilcilik, sınırı kanunla çizilmiş iradi bir temsil yetkisidir. Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili olup açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz (TBK 548).
    Ticari temsilci, ticaret siciline tescil olunur. Ancak işletme sahibi tescilden önce de temsilcinin yaptığı işlemden sorumludur (TBK. 548/2).
    İşletme sahibinin, ticari temsilci dışında, duruma göre başka yardımcılardan da yararlanması mümkündür. Bu yardımcılardan, konumu ve yetkileri bakımından, ticari temsilciye en çok benzeyeni ticari vekildir.
    Ticari temsilci gibi ticari vekil de, TBK"nun 40 vd. maddelerinde düzenlenmiş temsilin ticari hayatın ihtiyaçlarına uydurulmuş bir türüdür. Dolayısıyla ticari vekâlet, ticari temsilcilik gibi tek taraflı hukuki işlemle verilen bir temsil yetkisini içerir.
    TBK 551. maddesinde bu husus “Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.



    Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez” şeklinde düzenlenmiştir.
    Bu hükümden hareketle ticari temsilci ile ticari vekil arasındaki farkları ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:
    Ticari temsilci, bir işletmenin tüm işlerini idare etmekle görevlendirildiğinden, onun, işletmenin hem olağan hem olağanüstü nitelikteki bütün işleri yapmaya yetkisi vardır. Buna karşılık genel yetkili ticari vekil, işletmenin sadece olağan (mutad) işleriyle sınırlı temsil yetkisine sahiptir. Olağanüstü işlemleri yapabilmesi için, işletme sahibinin özel yetkisine ihtiyaç vardır. Belli bir işin ya da işlemin ifasıyla görevlendirilen sınırlı (özel) yetkili vekillerin sahip oldukları temsil yetkilerinin kapsamı ise, kendilerine bırakılan iş ya da işlemin niteliğine göre belirlenir.
    Ticari vekil, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamaz, kambiyo taahhütlerinde bulunamaz ve davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri temsil edemez (TBK 551/2). Oysa ticari temsilci, bu tür işlemleri dahi yapma yetkisine sahiptir.
    Nihayet, ticari temsilcinin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken, ticari vekilin temsil yetkisi sicile tescil edilemez (HGK"nun 19.06.2013 tarih ve 2013/12-2 esas, 2013/866 karar sayılı kararı).
    Bununla birlikte, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 449/3 maddesi, esnaf işletmelerine ticari temsilci atanmasına olanak tanımakta iken bu husus 6098 sayılı Borçlar Kanunu’na alınmamıştır. Dolayısıyla hem ticari temsilci hem de ticari vekil sadece ticari işletme için tayin edilebilir.
    Diğer taraftan esnaf faaliyetlerini yürüten kişinin, 6098 sayılı TBK’nun 40. vd. maddeleri uyarınca, kendisine, temsilci tayini mümkün ise de temsilcinin, kambiyo taahhüdünde bulunması aynı kanunun 504/3. Maddesi uyarınca, vekâlette, özel olarak yetkili kılınmasına bağlıdır.
    Somut olayda, takip alacaklısı, takibe konu çeklerin, ... Noterliğinin 29.11.2012 tarih ve 29715 yevmiye sayılı vekâletnamesi kapsamında ticari temsilci ... tarafından keşide edildiğini iddia etmiştir. Takip borçlusunun, takibe konu çeklerdeki imzanın ...’ya ait olmadığı yönünde itirazının bulunmaması karşısında, başvuru bu haliyle borca itiraz niteliğindedir.
    Denizli 2. Noterliğinin 29.11.2012 tarih ve 29715 yevmiye sayılı vekâletnamesinde, ...’nun ...’ya açıkça kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi vermediği görülmektedir. Takip borçlusu ...’nun, kendisinin esnaf olduğunu iddia etmesi karşısında, mahkemece, takip borçlusu ...’nun, çeklerin keşide tarihi itibariyle, esnaf mı ticari işletme sahibi mi olduğu araştırılıp, araştırma neticesinde elde edilecek sonuca karar verilmesi gerekirken bu husus araştırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi