14. Hukuk Dairesi 2016/763 E. , 2017/9265 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.03.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 377, 305, 319, 337 ve 294 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiş olup, yargılama sırasında dava konusu 377 ve 337 parsel sayılı taşınmazlara yönelik taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu 377 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kuyu, havuz, çeşme ve su borularının, 337 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının müvekkiline ait olduğunu, ayrıca feragat edilen parseller yönünden davaya devam etmek istediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 305, 319 ve 294 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiş olup, 23.10.2015 tarihli tashih şerhi ile hüküm sonucuna “Davacı vekili tarafından 337 ve 377 parsel sayılı taşınmazlardan feragat edilmesi sebebiyle nedeniyle bu parseller açısından davanın feragat nedeniyle reddine” ifadesi eklenmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Davacı davasından feragat etse bile davalılardan birinin davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmelidir. Bu nedenle davacının davadan feragat beyanına karşı hazır bulunan davalılardan diyecekleri sorulmalı, davaya devam etmeyi istemeleri halinde yargılamaya devam edilmelidir.
Ayrıca, paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın 304. maddesi gereğince sadece hükümdeki yazı ve hesap hataları mahkemece re"sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. HMK"nın 305. maddesinde de hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bir başka anlatımla hükmü değiştirici nitelikte ve taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar değiştirilerek genişletilemez ve sınırlanamaz (HMK m. 305/2).
Somut olayda; 01.07.2014 tarihli duruşmada davacı vekili 377 ve 337 parsel sayılı taşınmazlara yönelik taleplerinden feragat etmiş, davalı ... vekili aynı duruşmada bu parseller yönünden davaya devam etmek istediklerini beyan etmiş ayrıca cevap dilekçesinde bu parseller yönünden muhdesat iddiasında bulunmuş ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmıştır.
Bu durumda, mahkemece bu parseller yönünden davaya devam edilerek adı geçen davalı tarafından açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının sonucu beklenerek, dava sonucunda dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalıya ait olduğunun kanıtlanması halinde, bilirkişi raporuna göre taşınmazın toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi, satış sonucunda muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekmektedir.
Açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi dava konusu 337 ve 377 parsel sayılı taşınmazlara kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmemesine rağmen mahkemece tashih kararı ile bu parseller yönünden davanın feragat nedeni ile karar verildiği, tashihin yasal koşullarının oluşmadığı gözetilmeksizin HMK"nın 305/2 maddesine aykırı biçimde hüküm sonucu değiştirilerek karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.