Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/833 Esas 2017/9262 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/833
Karar No: 2017/9262
Karar Tarihi: 11.12.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/833 Esas 2017/9262 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/833 E.  ,  2017/9262 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava konusu 423 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmaz üzerindeki evin davalıya ait olduğunu beyan ederek dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim mümkün olmaması halinde pazarlık yoluyla satışını istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların da davalıya ait olduğunu beyan ederek ve açmış oldukları muhdesatın aidiyetinin tespiti davası sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle temyiz etmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı HMK"nun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
    Somut olayda; davalı, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin ve ağaçların kendisine ait olduğunu savunmuş ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açtığını bildirmiştir.
    Bu durumda, mahkemece adı geçen davalı tarafından açılan davanın sonucu beklenerek, dava sonucunda dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalıya ait olduğunun kanıtlanması halinde, bilirkişi raporuna göre taşınmazın toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi, satış sonucunda muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekmektedir.
    Açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.