10. Hukuk Dairesi 2015/24676 E. , 2018/561 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz aylıkların istirdadı istemine ilişkindir
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davalıya 01.08.2010 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, 11.03.2010-30.04.2010 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında hizmet akdine dayalı çalışmaların sahte sigortalılık nedeniyle iptal edilmesi nedeniyle bağlanan aylığın başlangıçtan itibaren iptal edildiği, yersiz aylıkların tahsili için açılan işbu davada mahkemece, denetmen raporuna atıf yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Yukarıda anlatılanlar nazarında mahkemece, çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, işyeri işvereninin vergi kayıtları irdelenerek çalışan sayısı tespit edilmeye çalışılmalı, komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Davacı taraf, bildirim tarihi olan 03.12.2013 tarihine kadar faiz hesabı yapılmak suretiyle 39.357,00 TL asıl alacak 5.633,48 TL işlemiş faiz olmak üzere borç tahakkuku yapıldığını, bildirim tarihine kadar zaten işlemiş faize ilişkin borç tahakkuku yapıldığını, talep ettikleri alacak miktarı içinde işlemiş faizin de olduğunu, bildirim tarihinden 3 ay sonrasından itibaren asıl alacak için yasal faizi ile tahsil taleplerinin olduğunu beyan etmiştir.
Yukarıda açıklanan hususlar kapsamında, işverenin de beyanı alınarak davacının çalışmasının fiili çalışma olup olmadığı araştırılıp belirlenmeli aksi halde, istirdat dönemi 5510 sayılı Kanunun 96/a kapsamında belirlenip ancak davacı Kurumun talebinin; yukarıda belirtilen talebine ilişkin beyanı doğrultusunda değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.