8. Hukuk Dairesi 2009/7154 E. , 2010/2329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.07.2009 gün ve 20/306 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılardan ... ve ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesinde belirtilen5 parça taşınmazın 1/2 oranında miras bırakan ... ve kardeşi ...’a ait olduğunu, ...’ın ölmesi üzerine taşınmazlar üzerindeki payın mirasçılarına intikal ettiğini, paydaşlardan ...’ın üvey çocukları ... ve ...’ın kadastrodan önce taşınmazları davalılara sattıklarını, dava konusu parseller üzerinde miras bırakan ... aracılığı ile pay sahibi olduklarını açıklayarak tapu kayıtlarının 1/2 oranında iptaliyle vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmazların önceki maliklerinden senetle satın alındığını,uzun yıllar kullanıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, kesin hüküm ve dava şartı yokluğu yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu parseller, 25.07.2008 tarihinde kadastro yoluyla ayrı ayrı davalılar ..., ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava; miras payına dayalı TMK.nun 713/1,3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kesin hüküm ve dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar dosya içerisinde bulunan karar örnekleri kesin hüküm olarak kabul edilen ilam hakkında yeterli bir fikir vermiyor ise de dava koşulunun yokluğu kesin hükümden önce gözönünde tutulması gerektiğinden bu eksiklik dikkate alınmamıştır.
Davacılar vekili, dava konusu taşınmazların miras bırakan ...’dan kaldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının 1/2 oranında iptaliyle vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mirasçılık belgesine göre, davacıların miras bırakanı ... 31.03.1945 tarihinde ölmüş olup davacılar dışında başka mirasçıları bulunmaktadır. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, taksim hakkında bir açıklama da yapılmamıştır.TMK.nun 701.maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702.maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, bir kısım mirasçıların dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bazı mirasçıların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlar üzerinde tasarrufda bulunma yetkileri bulunmamaktadır. Bir kısım mirasçıların açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK.nun 640.maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi mümkün değildir. Mahkemece davacıların böyle bir dava açma sıfatları ve yetkisi bulunmadığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacılar ... ve ...’ın tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 117,85 TL’nın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 06.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.