11. Hukuk Dairesi 2016/5232 E. , 2017/7088 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/12/2015 tarih ve 2015/102-2015/217 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır birçok ülkede ve Türkiye"de faaliyet gösterdiğini, kullandığı sarı-kırmızı renklerdeki istasyon görümünü çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluş nezdinde tescil ettirdiğini, bu renklerle özdeşleşen müvekkilinin renklere kullanımla ayırt edicilik kazandırdığını, davalının, müvekkilinin SHELL ile özdeşleşen istasyonlarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu bilmesine rağmen istasyonu meydana getiren elemanları aynı renkleri de kullanarak 2011/43884 sayı ile "canholding+ şekil" ibaresiyle kötüniyetli tescil ettirdiğini, "canholding" ibaresinin ayırt ediciliği sağlamadığını, zira işarette renklerin dikkat çektiğini, davalının, müvekkilinin tanınmış markalarının itibarından yararlanmayı amaçladığını, davalının markasının müvekkilinin tanınmış markalarının ayırt edici niteliğine zarar verdiğini, müvekkili markalarının tanınmışlığına bağlı olarak tüm sınıflarda korunduğunu, bu marka ile sunulan malların müvekkili ile ilişkilendirileceğini ileri sürerek davalı şirket adına 2011/43884 sayı ile tescilli “canholding+ şekil” ibareli markanın tescilli olduğu tüm mal ve hizmet sınıflarında hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ait markalar ile müvekkilinin hükümsüzlüğü istenen markasının benzer olmadığını, sarı kırmızı renklerin müvekkilinin markasının tali unsurunu oluşturduğunu, markada ilk bakışta müşterinin hafızasında yer edecek unsurun Türkçe "canholding" ibaresinin olacağını, markaların ve kapsadığı malların benzer olmadığından "SHELL" markalarının tanınmışlığının iltibas riskinde dikkate alınamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait renk markalarının uzun süredir kullanılmakla tanınmışlık vasfı ve ayırt edicilik kazandığı, ancak taraf markaları karşılaştırıldığında davalı markasındaki renk kullanımının, şerit üzerindeki şeklin ve "canholding" ibaresinin işaretleri farklılaştırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı şirket adına tescilli 2011/43884 sayılı "canholding+ şekil" ibareli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükümsüzlüğü istenen davalı şirket adına tescilli 2011/43884 sayılı markanın, üst kısımda kalın sarı renkte ve alt kısımda ince kırmızı renkte bir şerit ile oluşturulduğu, üstte kalan sarı şerit içinde ve kırmızı zemin üzerinde "şekil+ canholding" unsurlarına yer verildiği görülmektedir. Davacı tarafından uzun yıllardan beri kullanılarak davacı ile özdeşliği dosya içeriği ile sabit olan renk kompozisyonunun aynen veya ayniyete yakın bir biçimde alınması ortalama tüketici kitlesi için iltibas tehlikesine yol açacaktır. Somut uyuşmazlıkta, her iki markaya bakan tüketicinin algısına göre renklerin ve sıralanış şeklinin önem arzettiği, davalının markasındaki geçen kelimelerin ayırt ediciliğinin düşük olduğu, davacı markaları ile aynı sınıfta ve aynı tür emtiayı kapsar şekilde davalı adına tescil edilen markanın davacının sarı ve kırmızı renkli şekil markaları ile özellikle görsel açıdan iltibas oluşturacak derecede benzer olduğunun kabulü gerekirken şerit üzerindeki şekil ve "canholding" ibaresinin ayırt ediciliği sağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.