Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4781 Esas 2021/2114 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4781
Karar No: 2021/2114
Karar Tarihi: 07.04.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4781 Esas 2021/2114 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, mali sıkıntı içinde olduğu için davalı bankadan kredi aldı ve maliki olduğu taşınmaza ipotek tesis ettirdi. Ancak borçlarını ödememesi nedeniyle ipotek paraya çevrildi ve icra takibi başlatıldı. Davacı, taşınmazı satmak zorunda kaldıktan sonra edimler arasında aşırı orantısızlık olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istedi. Davalı ise itirazlarını dile getirdi ve davaların reddedilmesini savundu. Daire, çekişmeli taşınmazın davalı bankaya intikalini sağlayan temlik işleminin yasal olduğunu belirtti, ancak davacının edimini yerine getirmediği için karşı tarafı edimini ifaya zorlayamayacağına dikkat çekti. Mahkeme, yapılan yargılamada davacının belirtilen miktarı mahkeme veznesine depo etmediği için asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verdi. Kararda, Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi hükmünün hukuki fonksiyonunun icra edeceğine değinildi.
Kanun Maddeleri: İcra ve İflas Kanunu’nun 148. maddesi, Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi, Türk Medeni Kanunu’nun 873/2. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2019/4781 E.  ,  2021/2114 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-MENFİ TESPİT



    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı, mali sıkıntı içerisinde olması nedeniyle davalı bankadan kredi temin edip karşılığında maliki olduğu 854 parsel sayılı taşınmazına ipotek tesis ettirdiğini, kredi borcunun vadesinde ödenmemesi nedeniyle İ.İ.K.nun 148. maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla aleyhine davalı banka tarafından icra takibi başlatıldığını, icra takibinde kesinleşen borç miktarı 79.308,58 TL olmasına ve bunun 47.500,00 TL"sini davalıya ödemiş olmasına rağmen faize faiz yürütülmesi sebebiyle borcun bir türlü kapatılamadığını, davalı banka ile aralarında imzaladıkları 04.08.2010 tarihli “protokol” gereğince çekişmeli taşınmazı satış suretiyle davalıya devretmek zorunda kaldığını, yaşlı ve sağlığının kötü olmasından faydalan davalının taşınmazı piyasa değerinin çok altında satın aldığını, edimler arasında aşırı oransızlık bulunduğunu ileri sürerek asıl davada tapu iptali ve tescil istemiş, birleştirilen davada ise davalıya 200.000,00 TL borcu olmadığının tespitine, Malatya 7. İcra Müdürlüğünün 2007/5645 esas sayılı icra takibinin iptaline, taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin geçersizliğinin tespiti kararı ile birlikte satışın iptaline, taşınmazın adına tesciline, toplam alacak üzerinden %20"den aşağı olmamak üzere hesaplanacak kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, yetki itirazı ve zamanaşımı definde bulunmuş, alacağa davacı ile sözleşmede belirledikleri faiz oranının uygulandığını, davacının fazla ödeme yaptığı iddiasını dava açılana dek ileri sürmediği gibi hakkında yapılan icra takibine de itiraz etmediğini, davanın kötüniyetle açıldığını belirtip asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
    Asıl davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "TMK.nun 873/2. maddesi hükmü karşısında çekişmeli taşınmazın davalı bankaya intikalini sağlayan temlik işleminin yasal olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmadığı gibi davalı banka üzerindeki sicilin korunmasına da olanak yoktur....her ne kadar borcun ödenmemesi nedeniyle taşınmazın ipotek lehdarı alacaklıya geçmesi hukuken geçersiz ve batıl bir tasarruf ise de, davacının taşınmazı iradi olarak davalıya devretmiş olması ve açtığı dava ile de geri almak istemiş olması karşısında Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi hükmünün hukuki fonksiyonunu icra edeceği tartışmasızdır. Bilindiği üzere, kendi edimini ifa etmeyen kimsenin karşı tarafı, edimini ifaya zorlayamayacağı açıktır. Ne varki, mahkemece zikredilen bu hususun da gözetilmemiş olması isabetli değildir." gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davalı bankaya anapara ve temerrüt faiziyle birlikte toplam 352.308,86 TL borcunun olduğunun saptandığı, verilen kesin süreye rağmen davacının belirtilen miktarı mahkeme veznesine depo etmediği, edimini yerine getirmediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
    Karar, asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Asıl ve birleştirilen davada davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 14.90 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacı birleştirilen davada davacıdan alınmasına, 07/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.