Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/841
Karar No: 2010/2324
Karar Tarihi: 04.05.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/841 Esas 2010/2324 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/841 E.  ,  2010/2324 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Tescil ve Terkin

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali tescil ve terkin davasının reddine dair Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.07.2009 gün ve 345/551 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.05.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı dava dilekçesinde; 242 ada 4 ve 17 sayılı parsellerin maliki olduğunu, ekte sunduğu krokide kırmızı kalemle taralı alanda dere bulunduğunu, bu derenin paftasında gösterilmesi gerektiğini, ...’a ait 242 ada 24 parsel sayılı taşınmazın krokide C harfi ile gösterildiğini, bu taşınmazın maliki bulunduğu 17 parsele dahil edilmesini, diğer davalı ... mirasçılarının maliki bulunduğu ve krokide A harfi ile işaretli 5 parselin de maliki olduğu 4 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmesini, krokide B harfi ile belirlenen 5 parsele ait taşınmazın yine adına kayıtlı 17 parsele ilave edilmesini ve tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya kayıt ve tescilini, öte yandan 4 parsel nolu taşınmazda D ile gösterilen 40.58 m2’lik alanın tapusunun iptali ile davalılara ait 5 nolu parsele ilavesi suretiyle adlarına kayıt edilmesini istemiştir.
    Davalı ..., gerçekten taşınmazlar arasında derenin bulunduğunu ve taşınmazları birbirinden ayırdığını, ancak paftasında derenin yer almadığını ve gösterilmediğini, kadastro tespitlerinin 1988 yılında kesinleştiğini ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
    Davalı ..., davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Diğer davalılara yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
    Davacı 24.11.2006 tarihli yargılama oturumunda davalılardan ...’a karşı açtığı davadan vazgeçtiğini bildirmiş ve beyanı HUMK.nun 151/son fıkrasına uygun olarak imzalanmıştır.
    Mahkemece, davalı ... yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılara yönelik davanın ise kanıtlanamadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tapu iptali tescil ile taşınmazlar arasında bulunan derenin paftasında gösterilmesi isteğine ilişkindir.
    Uyuşmazlık konusu 242 ada 5 ve 24 sayılı parsellerin 1996 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden sırasıyla ... ve ... adlarına tespit ve tescilleri yapılmış, kadastro tutanakları 26.03.1998 tarihinde kesinleşmiştir. Dava on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazlar arasında derenin olduğunu ve davacıya ait taşınmazlar ile davalı tarafın taşınmazları arasında ortak sınır oluşturduğunu bildirmişlerdir. Teknik bilirkişi İbrahim Kurum’un sunduğu 02.06.2009 tarihli rapor ve krokisinde jeoloji mühendisi...’ın göstermesi üzerine ortak sınırda yer alan derenin kırmızı çizgilerle krokide işaret edildiği belirlenmiştir. Teknik bilirkişinin krokisinde A harfiyle işaretli yer 242 ada 24, B ve C harfleriyle belirlenen taşınmaz bölümlerinin ise aynı ada 5 parsel içerisinde gösterildiği dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacıya ait olduğu anlaşılmıştır. Krokide D harfiyle belirlenen yer ise derenin batısında 242 ada 5 sayılı parsel içerisinde olması gerektiği, ancak davacının aynı ada 4 nolu parseli içerisinde kaldığı saptanmıştır. Davacı A harfiyle gösterilen ve davalı ...’ın 24 sayılı parseli içerisinde bulunan yer bakımından açtığı davasından feragat etmiş ve bu husus temyiz sebebi yapılmamıştır. Davacının 242 ada 4 nolu parseli içerisinde kalan ve krokide D harfiyle işaretlenen yerin ...’a ait olduğunu açıklayarak ...’ya ait 242 ada 5 nolu parselle birleştirilmek suretiyle iptal tescile karar verilmesini istemiş ise de ...’nın bu yerle ilgili olarak yöntemine uygun bir biçimde açtığı bir dava ve isteği bulunmamaktadır. Davacının böyle bir dava açmasında da hukuki yararı yoktur. Davacının bu nedenle bu yöne ilişkin temyiz isteği hukuki yararının bulunmaması nedeniyle yerinde görülmemiştir.
    Davacı dava dilekçesiyle aynı zamanda kendisine ait 242 ada 4 ve 17 sayılı parseller ile davalılara ait aynı ada 5 ve 24 sayılı parseller arasında ortak sınır teşkil eden dere bakımından tapu kayıtlarının iptali ile paftada gösterilmesini istemiştir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan derelerin kural olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleri uyarınca paftasında gösterilmekle yetinilmesi gerekir. Ne var ki somut olayda dere özel mülkiyete konu olabilecek biçimde davacı ve davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan parseller içerisinde bırakılmıştır. Bu nedenle davacının dereye yönelik dava açmasında hukuki yararı vardır. Teknik bilirkişi İbrahim Kurum’un 02.06.2009 tarihli raporunda açıkladığı gibi, krokide kırmızı çizgilerle belirlenen E, F ve G harfleriyle gösterilen dere bakımından tapulu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile sadece paftada dere olarak gösterilmesi ile yetinilmesi gerekirken ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Bundan ayrı, aynı teknik bilirkişinin 02.06.2009 tarihli rapor ve krokisinde B ve C harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin davacıya ait parseller içerisinde kaldığı, krokide kırmızı çizgilerle belirlenen derenin taraf taşınmazları arasında sınır oluşturduğu dosya kapsamıyla belirlendiğinden HUMK.nun 74.maddesi de gözetilerek krokide B harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün davacıya ait 17, C harfiyle işaretlenen taşınmaz kısmının ise yine davacıya ait 4 nolu parsele ilavesi suretiyle bu istekler bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 04.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi