8. Hukuk Dairesi 2010/610 E. , 2010/2323 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ulus Asliye Hukuk Mahkemesi
Zeliha Keskin ve müşterekleri ile... ve müşterekleri, dahili davalılar ....ve müşterekleri aralarındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ulus Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 23.01.2009 gün ve 162/6 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan... ve müşterekleri, Mehmet Güneş ve müşterekleri, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı ... taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.05.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar ...,...,...,...,.ve ... ve karşı taraftan davacı .... bizzat geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 02.05.2000 havale tarihli dava dilekçesinde; Ağa Köyü hudutları dahilinde bulunan Köşkaltı ismiyle bilinen taşınmazın vekil edenlerinin miras bırakanı...’dan kaldığını, ...’un 28.07.1959 tarih ve 350, 11.02.1970 tarih ve 112 yevmiye nolu vasiyetnameler ile yasal mirasçıları ... ... ve...’a vasiyet ettiğini, muris ... ...’un kök murisi...’dan önce vefat ettiğini, vasiyetname yoluyla ... ...’a gelen taşınmazın bir kısmının ... ...’un mirasçıları olarak oğlu... ile vekil edenleri davacılara (..."ın mirasçılarına) kaldığını, taşınmazın baştan beri davacıların yararlanmasına engel olunduğunu açıklayarak bu nedenle davalılar tarafından yapılan müdahalelerinin önlenmesine, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların kal’ine ve dava konusu yerin vekil edenlerine teslimine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar... mirasçıları vekili, payı aşan bir kullanım söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Miras bırakan ... oğlu...’dan taşınmazı satın alan davalılar ....,...,...,...,...,..., ve ..., dava konusu taşınmazı...’dan satın aldıklarını, ...... ve kardeşleri arasında paylaşımın yapılıp yapılmadığını bilmediklerini, satın aldıkları sırada taşınmazın...’a ait olduğu inancıyla taşınmazı aldıklarını, iyi niyetli olduklarını, bu nedenle taşınmaz üzerinde ev ve benzeri binalar inşa ettiklerini açıklamışlar ve davaların reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Taşınmazı satan davalı... ise; dava konusu yerleri satın alanlara kendisinin sattığını, diğer mirasçılar tarafından açılan tenkis davası sonunda diğer mirasçıların haklarını verdiğini ve varsa başka haklarını verebileceğini bildirmiştir.
Mahkemece, davacı ...... ... tarafından açılan davanın HUMK.nun 409.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, davalılar..., ...,...,...,..,..., ... oğlu..., ......, ... ... ...’un dava konusu taşınmazda davacıların miras paylarına yaptıkları bir müdahale olmadığından bu davalılar hakkında açılan davanın reddine, diğer davacıların davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, teknik bilirkişinin 14.03.2008 günlü rapor ve krokisinde A ve O harfleriyle gösterilen taşınmazlara ...... ... dışında davalı ...; B, E, G ve J harfleriyle belirlenen taşınmazlara ...... ... dışında davalı...; K, L, M, N, D, H harfleriyle saptanan taşınmazlara sırasıyla davalı ...,...,...,...,...,..ve ...; C ve P harfli yerlere davalı ... mirasçıları; F ve İ’ye davalı ... ve 1 harfi ile belirlenen yere davalı Kamil Ünlü mirasçıları tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine, taşınmaz üzerinde yapılan binaların kal’ine karar verilmesi üzerine; hüküm,...,...,..,...,..,..,..,.. mirasçılarından...,...,...,..,...,..,. ve ... taraflarından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 683.maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gereken ayni hakka yapılan müdahalenin önlenmesi ve taşınmaz üzerinde bulunan yapıların kal’ine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz bir bütün iken kök muris... tarafından yukarıda tarih ve sayısı verilen 28.07.1959 ve 11.02.1970 tarihli noterlikte düzenlenen vasiyetnamelerle torunları olan ... ... ve...’a vasiyet edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Torun ... ..."un 20.08.1968, ..."ın ise 22.01.1980 ve vasiyet eden muris..."un ise 04.09.1975 tarihinde öldükleri dosyadaki veraset belgesiyle belirlenmiştir. Torun ... dede Hüseyin’den önce ölmüştür. Ölü ...’ın mirasçıları davalı... ile davacılardır. ...’ın mirasçıları ise davalı ,...,...,...,...,...ve ....’dur. Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, dava konusu ve teknik bilirkişi harita mühendisi ...’in 14.03.2008 günlü raporuna ekli krokide A ve O harfleriyle işaretlenen yerlerin torun... ve mirasçıları, geri kalan bölümlerin ise ...’ın oğlu ... tarafından kullanıldığını bildirmişlerdir. Aynı kişilerin beyanlarına göre de taşınmaz parçalara bölünerek ... tarafından davalılar Mehmet Güneş, Recep Güneş,...,...,...,..,...,...,...,..,..ve...’ye 1985-1995 yılları arasında satıldığı ve satın alanlar tarafından taşınmaz üzerinde yapılar yapıldığı belirlenmiştir. Daha sonra yapılan kamulaştırma sonucu yol nedeniyle taşınmazın ayrıca ikiye bölündüğü saptanmıştır. Muris... tarafından torunları ... ve ...’a yapılan vasiyetname sonucu, taşınmazın ... ve ...’a intikal ettiği, ...’ın ölümüyle mirasçıları ... ile beş kardeşine geçtiği, dosya kapsamına göre ...’a düşen yerlerin temyiz konusu yapıldığı, ...’ın payına düşen ve krokide A ve O ile gösterilen bölümlerin temyize konu yapılmadığı anlaşılmıştır. ... 20.08.1968 tarihinde öldüğüne göre TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyetihükümlerine tabidir. ...’ın ölümünden sonra tapusuz olan taşınmazın ... mirasçıları arasında yöntemine uygun bir biçimde paylaşıma konu edildiği de saptanamamıştır. Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bir yer üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları bulunmayıp, her birinin hakkı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Aynı şekilde elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmazın tamamının veya bir kısmının bir veya birkaç mirasçı tarafından tek başına satışı da hukuki sonuç doğurmaz ve satın alanlara herhangi bir hak bahşetmez. Satış bir tasarrufi işlem olup, TMK.nun 701 ve 702.maddeleri uyarınca tüm mirasçıların katılımıyla yani oybirliğiyle yapılması gerekmektedir. Somut olayda, ...’a vasiyet edilen taşınmaz mirasçılarına intikal etmiş, mirasçısı ve davalı... tarafından parçalara bölünerek satıldığı görülmüştür. Elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmaz üzerinde bir veya birkaç mirasçı tarafından sürdürülen zilyetliğin tüm mirasçılar adına sürdürüldüğünün kabulü gerekir. Bu bakımdan ... tarafından yapılan satışın geçersiz olduğu açıktır.
Elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmazın bir veya birkaç mirasçı tarafından satışı hukuken geçersiz olduğuna göre, bu tür mülkiyete tabi taşınmazın tamamını veya bir kısmını satın alanların iyi veya kötü niyetli olmaları sonuca etkili değildir. Saptanan somut ve hukuki olgular karşısında yıkımın fahiş zarar doğurup doğurmayacağı da sonuca etkili değildir.
Davalıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümleri yazılı 506,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.199,12 TL"nin temyiz eden davalı... ve müştereklerinden alınmasına ve 520,60 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 2.185,02 TL"nin temyiz eden davalı Mehmet Güneş ve müştereklerinden alınmasına 04.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.