Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18845
Karar No: 2015/4160
Karar Tarihi: 24.03.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/18845 Esas 2015/4160 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/18845 E.  ,  2015/4160 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/07/2013
    NUMARASI : 2012/304-2013/402

    Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil ile ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.03.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat A.. T.. ile temyiz edilen vekili Avukat E.. M.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Derya Alaybeyoğlu tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan (babaları) A.. Ö.."un maliki olduğu 9274 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümü ikinci eşinin kızı olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan satışın gerçek olmayıp murisin eşinin telkinleri ile öz çocukları olan kendilerinden mal kaçırdığını ve muvazaalı olarak temlikte bulunduğunu, muvazaalı işlemin tarafı olan davalının da iyiniyetli sayılamayacağını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, murisin emekli olduktan sonra Aliağa"ya yerleşmek için evini satılığa çıkardığını, 1994 yılının Ocak ayında emekli olduğunu, kendi oğlunun İzmir"de üniversitede okuması nedeniyle bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığını, 67.000.000 TL olan satış bedelinin de eşi tarafından murise elden ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin gerçek bir satış işlemi olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1934 doğumlu olan mirasbırakan A.. Ö.."un 30.04.2011 tarihinde öldüğü, geride ilk eşinden olma davacı çocukları ile dava dışı ikinci eşinin mirasçı olarak kaldıkları, çekişme konusu 9274 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetinin murise aitken 13.10.1993 tarihinde 67.000.000 TL bedelle ikinci eşinin kızı olan davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun 706. Türk Borçlar Kanunu"nun 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; tanık anlatımlarından, murisin davacı çocukları ile ilişkisinin iyi olmadığı, davacıların annelerinin vefatından sonra teyzeleri tarafından büyütüldüğü, davalının taşınmazın resmi akitte gösterilen bedel karşılığında satın alındığını ve akitteki değerin taşınmazın gerçek değerinden fazla olduğunu savunmasına karşın akitteki satış bedeli ile taşınmazın temlik tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, yine murisin o tarihe kadar ikamet etmekte olduğu taşınmazı Aliağa"da yazlık ev alarak oraya yerleşmek niyetiyle sattığı ileri sürülmüş olmasına rağmen, murisin taşınmazın devrinden sonra Aliağa"ya yerleştiğine dair bir kanıtın bulunmadığı gibi ölünceye kadar çekişme konusu taşınmazda oturduğu, ayrıca devir tarihinde çalıştığı ve mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı hususları yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, temlikin muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi