Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6912
Karar No: 2021/925
Karar Tarihi: 04.02.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6912 Esas 2021/925 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının çiftliğinde çalıştığını ve kıdem tazminatını ve diğer haklarını almadığını iddia ederek dava açmıştır. Davalı ise taraflar arasında işçi işveren ilişkisi olmadığını ve sadece davacıya arazi ve konaklama sağladığını belirtmiştir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş ancak davacı temyiz etmiştir. Yargıtay kararı, davacının haklı fesih tazminatı talebinin reddedilmesinin yerinde olduğunu ancak diğer taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tanık ifadelerinin alınması ve uzman bir bilirkişiden rapor alınarak davacının çalışma saatlerinin değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, 818 sayılı BK'nın fazla iş için ücret, istirahat zamanları ve 6098 sayılı TBK'nın hafta tatili, iş arama izni, yıllık izin ve fazla çalışma konularındaki hükümlerine değinilmiştir. Karar davacı yararına bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
818 sayılı BK'nın fazla iş için ücret, istirahat zamanları; 6098 sayılı TBK'nın hafta tatili, iş arama izni, yıllık izin, fazla çalışma.
3. Hukuk Dairesi         2020/6912 E.  ,  2021/925 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 1991 Yılının Ocak ayından 2013 Yılının Mart ayı sonuna kadar davalının çiftliğinde çalıştığını, cezaevine gireceğini bildirdiği halde davalının kıdem tazminatını ödemediğini, çalıştığı süre boyunca ücretli izin hakkını kullanmadığını, davalıya ait çiftlikteki tüm işleri yerine getirdiğini, sadece dini bayramların 1. günü çalışmadığını, diğer resmi bayramlar ayrıca hafta sonu tatillerinde de çalıştığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, ücretli izin, fazla mesai ücreti, hafta ve genel tatil ücreti olmak üzere toplam 3.000,00-TL’nın davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; taraflar arasında işçi işveren ilişkisi olmadığını, davacıya ekmesi için 30 dönüm yer ve oturmak için ev tahsis ettiklerini, davacının da arazinin kalanına göz kulak olup arazilerde çalışacak ameleleri bulduğunu, davacının Amasya E Tipi Ceza Evine girdiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin 818 sayılı BK’nun fazla iş için ücret başlıklı 329. maddesinde; “Akit ile tayin edilen yahut adet mucibince icabeden iş miktarından ziyade bir işin ifasına zaruret hasıl olupta işçi, bunu yapmağa muktedir olur ve imtinaıda hüsnü niyet kaidelerine muhalif bulunursa cebrolunur. İşçi, bu ziyade iş için fazla bir ücrete müstahak olur ve bu, mukavele edilen ücretle mütenasip bir suretle hususi haller nazara alınmak şartiyle takdir edilir.” ve istirahat zamanları başlıklı 334. maddesinde: “İş sahibi işçinin istirahati için mutat olan saat ve günlerde müsaade vermekle mükelleftir. İş sahibi, mukavelenin feshi ihbar olunduktan sonra başka bir iş araması için işçiye münasip bir zaman vermek mecburiyetindedir. Her halde mümkün olduğu kadar iş sahibinin menfaati gözetilmek lazımdır.” hükümleri yer almaktadır.
    6098 sayılı TBK’nda ise hafta tatili ve iş arama izni başlıklı 421. maddesinde; “İşveren, işçiye her hafta, kural olarak pazar günü veya durum ve koşullar buna imkân vermezse, bir tam çalışma günü tatil vermekle yükümlüdür. İşveren, belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin feshi hâlinde, bildirim süresi içinde işçiye ücretinde bir kesinti olmaksızın, günde iki saat iş arama izni vermekle yükümlüdür. İzin saatlerinin ve günlerinin belirlenmesinde, işyerinin ve işçinin haklı menfaatleri göz önünde tutulur.” ve yıllık izin süresi başlıklı 422. maddesinde; “ İşveren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yılda en az iki hafta ve onsekiz yaşından küçük işçiler ile elli yaşından büyük işçilere de en az üç hafta ücretli yıllık izin vermekle yükümlüdür.” ile yıllık izin ücreti başlıklı 425. maddesinde “İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık ücretli izin süresine ilişkin ücretini, ilgili işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermekle yükümlüdür. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, işverenden alacağı para ve başka menfaatler karşılığında yıllık ücretli izin hakkından feragat edemez. Hizmet sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde, işçinin hak kazanıp da kullanamadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı, hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihte işlemeye başlar.”, fazla çalışma borcu başlıklı 398. maddesinde; “Fazla çalışma, ilgili kanunlarda belirlenen normal çalışma süresinin üzerinde ve işçinin rızasıyla yapılan çalışmadır. Ancak, normal süreden daha fazla çalışmayı gerektiren bir işin yerine getirilmesi zorunluluğu doğar, işçi bunu yapabilecek durumda bulunur ve aynı zamanda kaçınması da dürüstlük kurallarına aykırı olursa işçi, karşılığı verilmek koşuluyla, fazla çalışmayı yerine getirmekle yükümlüdür. Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.” ve Fazla çalışma ücreti başlıklı 402. maddesinde; “İşveren, fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretini en az yüzde elli fazlasıyla ödemekle yükümlüdür. İşveren, işçinin rızasıyla fazla çalışma ücreti yerine, uygun bir zamanda fazla çalışmayla orantılı olarak izin verebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta; davacının davalı yanında hizmet akdine dayalı çalıştığı, sözleşmenin davacının cezaevine girmesi nedeniyle, davacı tarafından sona erdirildiği ancak 6098 Sayılı TBK’nun 435. maddesi uyarınca feshin davalıya yazılı olarak bildirilmediği gibi haklı nedene de dayanmadığı anlaşılmakla, davacının haklı fesih tazminatının reddine karar verilmesi yerinde olmuşsa da, çalıştığı süre içerisinde yıllık izinlerini kullandığı davalı tarafından ispat edilemediği gibi tanık beyanlarına göre de hafta tatili, UBGT ve fazla çalışma yaptığı dönemler olduğu tespit edilmiştir. Tanık anlatımlarına rağmen davacının bu çalışmalarına yönelik ücret taleplerinin ve yıllık izin ücreti alacağının reddedilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece yapılması gereken; davacının çalışma saatlerine ilişkin açık beyanlarının alınması için tanıkların tekrar dinlenmesi ve gerekirse uzman bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bu beyanların Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında 6101 Sayılı Kanun’un 1. maddesinde yer alan “(1) Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmü uyarınca yukarıda bahsi geçen 818 sayılı BK ve 6098 sayılı TBK hükümleri yönünden değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi