12. Hukuk Dairesi 2016/18367 E. , 2017/10364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda; alacaklı tarafından hakkında genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, ödeme emrine ilişkin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde; ""Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir"" hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesine göre ise; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" Aynı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın, adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı ... ihtiva etmesi lazımdır".
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde ise; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine mernis adresine tebliğ yapıldığı, tebligat evrakında, sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh
dışında tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK"nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK"nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” verilmediği, bu hali ile tebligatın TK"nun 23/1-8. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu"nun 32.maddesi gereğince, tebliğ tarihinin beyan edilen öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.