10. Hukuk Dairesi 2015/16327 E. , 2018/522 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
İnceleme konusu davada; davacının ... Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme A.Ş."nin yönetim kurulu üyesi olduğu, kendisine gönderilen ödeme emirlerinin, asıl borçlu dava dışı anonim şirket hakkında iflas erteleme dosyasından tedbir kararı verildiğinden bahisle iptalini istediği, ... 50. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/157 sayılı Esasında açılan iflas erteleme davasında mahkemenin 27.08.2012 tarihli ara kararı ile 6183 sayılı Yasaya göre yapılan veya yapılacak takiplerde dahil olmak üzere davacı şirket aleyhine yapılan veya yapılacak her türlü takip ile ihtiyati haciz, tedbir ve şirketin mal varlığını oluşturan taşınır ve taşınmaz mallar ile makinelerin devrinin ihtiyati tedbir olarak durdurulmasına karar verildiği, davacıya gönderilen ödeme emirlerinin 2011/9-2013/2 aylara ait prim ve 2008/5-2013/1 aylara ait idari para cezası ile ilgili olduğu, mahkemece ... 50. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tedbir kararı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde de, "...İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı yasanın 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde ise "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmüne düzenlenmiş ise de, bu sorumluluk, “haklı sebep olmaksızın” ödememe hali ile sınırlandırılmıştır.
Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken; diğer Kanunlardaki düzenlemelerden yararlanılmalı ve bilhassa Sosyal Güvenlik ilkeleri göz önünde tutulmalıdır.
Öte yandan; iflasın ertelenmesi, İcra ve İflas Kanunun 179’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, “borca batık durumda olan (aktifi pasifini karşılamayan) bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında, Ticaret Mahkemesi’nce iflas kararı verilmeyerek önerilen iyileştirme projesi çerçevesinde borca batık durumdan kurtulmalarını sağlayan ve iflaslarını önleyen bir kurum”dur. Anılan Kanunun 179/b,I maddesi uyarınca, erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Bu sonuç kanundan doğduğundan, mahkemenin kararında ayrıca belirtmesine gerek olmadan ve ilan edilmese dahi gerçekleşir.
Bu bağlamda; İcra ve İflas Kanunu’nun 179’uncu maddesi uyarınca iflasının ertelenmesine karar verilen ve malvarlığının korunması için gerekli tedbirler alınan şirketten, anılan Kanun’un 179/b maddesindeki “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz...” düzenlemesi uyarınca primler tahsil edilemeyecektir. Söz konusu tahsil imkânsızlığı, yönetim kurulu üyesinin kusurundan değil, doğrudan Kanundan doğduğundan, yönetim kurulu üyesi yönünden 5510 sayılı Kanun’un 88’inci maddesinde yer alan “haklı sebep” kavramı kapsamında kabul edilecektir. Ancak, iflasın ertelenmesi hükmünden öncesine ilişkin prim borçları yönünden, borcun ait olduğu ayı takip eden ay sonu itibariyle tahakkuk ve tediye sorumluluğu gerçekleştiğinden, sonradan şirket yönünden verilen iflasın ertelenmesi kararı üst düzey yöneticinin müteselsil sorumluluğunu etkilemeyecek ve haklı neden oluşturmayacaktır.
Diğer taraftan iflasın açılması hususu İcra İflas Kanunu 193. Maddede düzenlenmiş olup, buna göre, iflasın açılması ile duracak takipler;
1)İlamlı (m.32) ve ilamsız (m.58 ve devamı) haciz yolu ile takipler.
2)Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip (m.167 ve devamı).
3)Genel iflas (m.155 ve devamı) ve kambiyo senetlerine mahsus iflas (m.167,171 v.d.) yoluyla takip.
4)Teminat gösterilmesine ilişkin takipler.
5)Amme alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun"a göre tahsil dairelerince yapılan takiplerdir (Prf. Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, cilt.3, sahife 2885 ve devamı).
Eldeki davada, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu anonim şirketinin açtığı iflasın ertelenmesi davasında 27.08.2012 tarihinde verilen tedbir kararı ile prim borçlusu şirket hakkında 6183 sayılı Yasa kapsamındaki takipler de dâhil takiplerin durdurulmasına dair karar verildiğinden ihtiyati tedbir kararından önceki dönem borcundan davacı sorumludur.
Ayrıca mahkemece idari para cezalarının 5510 sayılı Yasanın 102 maddesinde belirtildiği şekilde kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kesinleşmiş ise 6183 sayılı Yasanın 58. maddesi gereğince inceleme yapılmalı, 2013/29699 takip nolu ödeme emri dosya içerisinde bulunmadığından eksik ödeme emri dosya içerisine celp edilerek borç dönemi, süresi, konusu incelenmek suretiyle karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.02.2018 gününde karar verildi.