Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/1787 Esas 2015/4352 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1787
Karar No: 2015/4352
Karar Tarihi: 26.03.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/1787 Esas 2015/4352 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/1787 E.  ,  2015/4352 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine elektronik ortamdan dairemize gelen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacının borcun ödenmesi talebine ilişkin olarak gönderdiği ihtarnamenin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, davalının temerrüde düşmediğinden takip başlatılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesi davacı banka ile dava dışı... arasında akdedilmiş olup davalı yan anılan sözleşmede müteselsil kefil olarak yer almıştır. Davalının genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasına bir itirazı bulunmamaktadır.
    Müteselsil kefalet başlıklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586.maddesine göre “kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir”. Görüldüğü üzere Kanunda, müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmamaktadır. Müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sadece onun takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir sorundur. Hal böyle olunca, mahkemece, işin esasına girilerek davacı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan bir alacağının bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı ve yanılgılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.