Taraflar arasındaki “Borçlar Kanunu’nun 358.maddesi gereğince ihtar talebi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4.Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.04.2008 gün ve 2007/568 E-2008/204 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 22.12.2008 gün ve 2008/8616-15213 sayılı ilamı ile; (...Davacı, müteahhit olan davalı ...Limited Şirketinden daire satın aldığını, bu şirketin diğer davalı kooperatif ile arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu ve kendisine düşen daireyi sattığını, ancak teslim etmediğini öne sürerek, BK"nun 358.maddesi gereğince davalı ...Şirketine münasip bir süre verilerek bu süre içinde daireyi teslim etmesi, teslim etmemesi halinde ise, inşaatın ikmal ettirilip zararın kendisinden tahsil edileceğinin ihtar edilmesi ve kendisinin davalı kooperatife ortak kaydedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kooperatife üye kaydına ilişkin talebin tefriki ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, diğer talebin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı .. Şirketinin kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle kendisine düşen 14 nolu daireyi kendisine sattığını belirterek, bu davayı açmıştır. Davacı, davalılar arasındaki sözleşme hükümlerine dayanarak bu davayı açmıştır. Davacı, hem kooperatif üyeliğine karar verilmesini, hem de davalı ... Limited Şirketine inşaatı tamamlayıp daireyi teslim etmesi hususunda ihtar gönderilmesini istemiştir. İki dava arasında HUMK"nun 45/son maddesinde belirtildiği gibi, davaların aynı sebepten doğması ve biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek şekilde olması edeniyle bağ vardır. Bu nedenle iki davanın birlikte görülmesi gerekir. Zira kooperatif üyeliğinin tespiti hakkında verilecek karar, davacının diğer talebini etkilemektedir. Buna rağmen kooperatif üyeliğinin tespitine ilişkin davanın tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi yanlıştır. Zira özel görevli mahkeme olan Tüketici Mahkemesinde, her iki davanın görülmesi gerekir. Mahkemece, aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, Borçlar Kanununun 358/2.maddesinde belirtilen ihtar talebi istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece” tefrik edilen davanın mutlak ticari dava olması nedeniyle Yargıtay 20.Hukuk Dairesi tarafından yargı yeri olarak Ticaret Mahkemesinin belirlendiği, iki dosyanın birleştirilerek Tüketici mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Tefrik edilen kooperatife üye kaydı istemine ilişkin dava, mutlak ticari dava olup Ticaret mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin 20.Hukuk Dairesince verilmiş merci tayini kararı bulunmaktadır.Görülmekte olan dava ise Tüketici Mahkemesinde görülmesi gereken BK.nun 358/2.maddesinde belirtilen ihtar talebi istemine ilişkindir.
Her iki davanın birleştirilmesi zorunlu olmayıp ayrı mahkemelerde görülmesi mümkündür.O halde direnme kararı bu yönden yerindedir.
Ne var ki davacı vekilinin sair temyiz nedenleri Özel Dairece incelenmemiş olduğundan, dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan dosyanın davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için 13.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine 04.11.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.