9. Hukuk Dairesi 2014/35705 E. , 2016/12353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, asıl ve birleşen davada kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davada kısmen gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24/05/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili asıl ve birleşen davada özetle; müvekkilinin 2009 Nisan ayından 2011 Ekim ayına kadar davalıya ait işyerinde sanat yönetmeni olarak çalıştığını, 2011 Ekim ayında iş sözleşmesinin nedensiz feshedildiğini, çalıştığı reklamcılık işinde rekabet olması nedeniyle geç saatlere kadar çalışmalarını sürdürdüğünü ileri sürerek; kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevaplarında özetle; davacının, müvekkiline ait işyerinde 2009 Nisan tarihinden 07/10/2011 tarihine kadar çalıştığını, davacının işe bildirimsiz ve izinsiz devamsızlığı ve işe geç gelmeyi alışkanlık haline getirmesi nedeniyle haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedildiğini ve bu hususların davacıya 02/05/2011 tarihinde ihtar edildiğini, müvekkili şirkette prim sisteminin bulunduğunu bu sebeple fazla çlaışma ücreti talep edilemeyeceğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, hafta sonlarında çalıştığını iddia ederek hafta tatili ücreti alacağı talebinde bulunmuş ve bu iddiasını ispata yönelik olarakta tanık deliline dayanmıştır. Dinlenen davalı tanıkları, haftanın 5 günü çalışıldığını, işin durumuna göre ayda 1 defa da Cumartesi günü çalışma yapıldığını beyan etmişlerdir. Davacı tanığı ise haftanın 5 günü, ayda ise 2-3 gün Cumartesi Pazar günlerine denk gelecek şekilde çalıştıklarını ifade etmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere işçinin, hafta tatili alacağına hak kazanılabilmesi için 7 günlük çalışmasının bulunması, bir başka ifade ile 7 günlük çalışma diliminde kesintisiz olarak 24 saat dinlenmemiş olması gerekmektedir.
Davalı vekilince dosyaya sunulan belgelerden; davacı asilin, davalı şirket aleyhine açılan başka bir davada, davacı tanığı olarak ifade verdiği ( 13. İş Mahkemesi"nin 2011/834 esas sayılı dosyasının, 07.11.2012 tarihli 2. celsesinde) ve ifadesinde haftanın 6 günü çalışıldığı beyan ettiği görülmektedir. Söz konusu dosyada, hafta tatil alacağı talebi reddedilmiş olup, yerel mahkemece verilen karar dairemizin temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
Tüm bu hususlar birlikte dikkate alındığında, hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne hükmedilmesi hatalıdır.
3-Hüküm fıkrasında dava ve ıslah tarihlerinin açıkça gösterilmediği gibi hüküm altına alınan alacak miktarlarının da net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmediği anlaşılmıştır. Bu hususların infazda tereddüte yol açacağının gözetilmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.