Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, davalının tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı tarafından kaçak elektrik kullanıldığı belirtilerek tutanak düzenlenip kaçak elektrik bedeli tahakkuku yapıldığını, kaçak elektrik kullanmadığını, talebin haksız olduğunu öne sürerek, davalıya 6.202,44 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir. HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; davalı görevlileri tarafından düzenlenen 10.08.2003 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında davacının sayacı söküp doğrudan bağlantı yaparak kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Bu tutanağa istinaden kaçak elektrik tahakkuku yapılmıştır. Mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin elektrik tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davacının ödemesi gereken kaçak elektrik bedelinin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendisi bir bilirkişiye verilerek rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.