17. Hukuk Dairesi 2017/3596 E. , 2018/3349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu araca davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu müvekkilinin kolunu kaybettiğini, malul kaldığını, halihazırda ve geleceğe yönelik kazanç kaybı olduğunu, elem çektiğini, davalı ... şirketinin davadan önce yaptığı 40.045,70 TL ödemenin yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maluliyet nedeniyle maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalılardan (davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan, temerrüt tarihinden itibaren sorumlu) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle geçici ve sürekli işgöremezlik taleplerini toplam 180.457,70 TL’ye yükseltmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi nazara alınarak, 180.457,70 TL tazminatın davalılar ..., ... Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile ... Sigorta A.Ş. (... Sigorta A.Ş. yönünden 175.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere güncellenen 10/05/2011 tarihinde yapmış olduğu 40.045,70 TL, 05/01/2012 tarihinde yapmış olduğu 46.591,25 TL"nin mahsubu ile 75.845,43 TL limit dahilinde) müşterek ve mütetelsilen alınıp davacıya verilmesine, hüküm altına alınan alacağın ... ve ... için kaza tarihi olan 09/05/2010 tarihinden itibaren, ... Sigorta Şirketi yönünden 10/05/2011 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacının manevi tazminat yönünden açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan 09/05/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davalı ...’ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi (agi) ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.Somut olayda mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda hesaplamada davacı için agi’li asgari ücret esas alınmış, aktif-pasif dönem ayrımı yapılmamıştır. Oysa ki yukarıdaki açıklamalar ışığında olay tarihinde 42 yaşında olan davacı için aktif-pasif dönem ayrımı yapılarak, pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekmektedir.Ayrıca hesap bilirkişi raporunda sürekli işgöremezlik zararı %73 maluliyet oranına göre 203.222,45 TL olarak tespit edildiği halde, davacıya davadan önce yapılan ödemeler güncellenip mahsup edilirken 203.222,45 TL yerine, %100 maluliyete göre belirlenen 278.386,92 TL esas alınarak temyiz eden davalılar aleyhine hesaplama yapılmıştır.Bu durumda mahkemece aynı bilirkişiden anılan bu iki hususta ek rapor alındıktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
3-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (TBK. md. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır.Somut olayda davacı maluliyeti nedeniyle 150.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, mahkemece 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacının sol kolu kürek kemiği hizasından kesilmiş, davacı %73 oranında daimi malul kalmıştır. Davacının yaralanmasının niteliği, davalının tam kusurlu oluşu, kaza tarihi (09/05/2010), duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri için hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’ın, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 27.3.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.