Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda müvekkillerine yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.02.2012 tarihi olarak düzeltilmesini istediği ve ayrıca zamanaşımı itirazı ile birlikte imzaya itiraz ettiği, mahkemece tebliğ işleminin TK."nun 21/2.maddesine uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Borçlular adına çıkarılan ödeme emri tebligat evraklarının incelenmesinde, üzerlerine ""M.Adresi"" ibaresi yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve TK."nun 21/2.maddesine göre borçlu Ö.A."ya 22.12.2011 tarihinde, borçlu A. T.San.Tic.Ltd.Şti."ne ise 23.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
11.01.2011 tarihinde 6099 sayılı kanunun 3.maddesiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10.maddesine eklenen 2.fıkraya göre ;"" Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."".
Somut olayda borçlunun icra takibinin dayanağı olan bononun tanzim edeni olup, bononun tanzim yerinde de adresinin bulunduğu görülmektedir. Bonoda yazılı olan adrese herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın doğrudan borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde yer alan adresine tebligatın yapılması 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine aykırıdır. Bu durum göz ardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın yukarıda anlatılan nedenlerle usule aykırı bir tebligat olduğu görülmüştür.
Öte yandan hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması durumunda bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. Ya da 35/3.maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Adrese dayalı kayıt sistemi ise gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle borçlu Abacı Tekstil San.Tic.Ltd.Şti.ne TK. 21/2 maddesi uyarınca "adres kayıt sistemindeki adres" şerhi ile yapılan tebliğ işlemi de usulsüzdür.
7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
O halde mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin kabul edilerek 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin şikayet tarihi olarak düzeltilmesi ve buna göre İİK. nun 168/4-5.maddesinde öngörülen yasal sürede olan zamanaşımı itirazı ile imzaya itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Ayrıca HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.