11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7892 Karar No: 2017/5814 Karar Tarihi: 21.09.2017
Mühür bozma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7892 Esas 2017/5814 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık müdafiinin temyiz itirazları kabul edilerek, mahkeme kararı bozuldu. Sanığın işletmekte olduğu işyerinin ruhsatsız olduğu gerekçesiyle belediye görevlilerince mühürlenmesine rağmen, suç tarihlerinde yapılan kontrollerde mührün bozularak faaliyetine devam ettiğinin tespit edildiği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, sanığın mahkumiyetine karar verilmiş olsa da, dosyada sadece 10.01.2013 ve 05.02.2013 tarihli mühürleme tutanaklarının bulunduğu, mühürleme işlemi ve mühürleme tutanağının usulüne uygun şekilde yapılması gerektiği cihetiyle, 01.02.2013 ve 26.02.2013 tarihli mühür bozma eylemleri haricinde, konu işyerinde yapılan mühür bozma eylemlerinden önce suça konu işyerinin usulüne uygun şekilde mühürlenip mühürlenmediğinin araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 203/1. maddesinde düzenlenen mühür bozma suçunun oluşabilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış mühürleme işlemi ve mühürleme tutanağının bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Son olarak, kararda TCK'nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtil
11. Ceza Dairesi 2016/7892 E. , 2017/5814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1-Sanığın, işletmekte olduğu işyerinin ruhsatsız olduğu gerekçesi ile belediye görevlilerince mühürlenmesine rağmen, suç tarihlerinde yapılan kontrollerde mührün bozularak faaliyetine devam ettiğinin tespit edildiği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, mahkemece her ne kadar sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, yapılan incelemede, iş yerinin ilk olarak 10.01.2013 tarihinde mühürlendiği, 01.02.2013 tarihinde mührün bozulduğunun tespit edildiği, bu tarih itibariyle tekrar mühürleme yapılmadığı, daha sonra 10.01.2013 tarihli ilk mühürleme tutanağı esas alınarak, 05.02.2013 tarihinde mühür fekki ve mühürleme tutanağının düzenlendiği, yine işyerinde 26.02.2013, 27.02.2013 ve 02.03.2013 tarihlerinde yapılan kontrollerde mührün bozulduğu belirtilerek mühür fekki tutanaklarının düzenlendiği, 05.02.2013 tarihli mühür bozma eyleminin dava konusu edilmediği, dolayısıyla dosya kapsamında sadece 10.01.2013 ve 05.02.2013 tarihli mühürleme tutanaklarının bulunduğu, mühür fekki tutanaklarının tamamında 10.01.2013 tarihli mühürleme işlemine atıfta bulunulduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 203/1. maddesinde düzenlenen mühür bozma suçunun oluşabilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış mühürleme işlemi ve mühürleme tutanağının bulunması gerektiği cihetle, 01.02.2013 ve 26.02.2013 tarihli mühür bozma eylemleri haricinde, 26.02.2013, 27.02.2013 ve 02.03.2013 tarihli mühür bozma eylemlerinden önce suça konu işyerinde usulüne uygun şekilde mühürleme işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eylemlerin tamamının hükme esas alınarak alt sınırdan uzaklaşılması, 2-TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.