Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10485
Karar No: 2017/5812
Karar Tarihi: 21.09.2017

Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10485 Esas 2017/5812 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçuyla açılan kamu davasında, 2003 ve 2004 yıllarında işlenen suçların dava zamanaşımından kurtulduğu gerekçesiyle düşürülmesi yerine mahkumiyet hükmünün verildiği ancak bu kararın yasaya aykırı olduğu belirtilerek bozulduğu belirtilmiştir. 2005 ve 2006 yıllarında ise sanıkların doğrudan gelir desteği ödemesi almak amacıyla tapuda mera vasfında olan iki araziyi sahte belgelerle tarla vasfında göstererek resmi belgede sahtecilik yaptıkları iddiasıyla mahkumiyet kararı verildiği ancak bu kararın da tapu senedi asıllarının bulunması, arazilerin gerçekten kullanılıp kullanılmadığı ve destekleme ödemelerinin gerçek üretimle alakalı olup olmadığı gibi noktaların araştırılmadan verildiği gerekçesiyle bozulduğu ifade edilmiştir.
Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. ve 5349 sayılı kanunla değişen 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/4. ve 104/2. maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi ve An
11. Ceza Dairesi         2016/10485 E.  ,  2017/5812 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I-Sanıklar ... ile ..."ün 2003 ve 2004 yıllarında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkümiyetlerine dair hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “aslın vücudunu farzederek resmi belgenin suretinde sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık” suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehine olan 765 sayılı TCK"nın 102/4. ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçların işlendiği tarihlerden mahkumiyet kararın verildiği 04.06.2014 tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden kamu davasının düşürülmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık ... müdafileri ile sanık ..."ün temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
    II-Sanıklar ... ile ..."ün 2005 ve 2006 yıllarında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetlerine dair hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    1- Suç tarihinde köy muhtarı olan sanık ..."ün, kardeşi diğer sanık ... ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek 2005 ve 2006 yıllarında doğrudan gelir desteği ödemesinden faydalanabilmek amacıyla tapuda mera vasfında olan ve köy tüzel kişiliğine ait iki adet araziyi, tapu senedi üzerinde tahrifat yaparak tarla vasfında gösterip, bu şekilde başvuru evraklarını sahte düzenleyerek, sanık ... adına anılan yıllarda devletten doğrudan gelir desteği ödemesi aldıklarının iddia ve kabul edilmesi; dosya içerisinde ilgili yıllarda doğrudan gelir desteği almak amacıyla, ilçe tarım müdürlüğüne ibraz edilen tapu senetlerinin onaysız fotokopi şeklinde olup belge asıllarının da dosyada mevcut bulunmadığının görülmesi; yine Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 2002/41 sayılı Doğrudan Gelir Desteği Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğin 15/h maddesinde başvuru sırasında istenecek belgeler arasında "yılı içerisinde araziyi işlediğine ve üretim yaptığına dair muhtar onaylı belge"nin bulunmasına karşılık, aynı bakanlığın 2005/21 sayılı Doğrudan Gelir Desteği Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğinin 12. ve 2006/27 sayılı Doğrudan Gelir Desteği Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğinin 13. maddesinde DGD müracaatı sırasında ibrazı istenilen belgeler arasında “ilgili yıl içerisinde araziyi işlediğine ve üretim yaptığına dair muhtar onaylı belge”nin bulunmadığının görülmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından, 2005 ve 2006 yılları içerisinde “arazilerini işlediğine ve üretim yaptığına dair” belgelerin ilgili yıllarda DGD müracaatı sırasında düzenlenmesinin ve muhtar imzasının zorunlu olup olmadığı, belgenin hangi mevzuat uyarınca tanzim edildiği, tapu senetlerinin onaysız fotokopi olması dikkate alınarak onaysız fotokopi belgelerde aslı gibidir onayı aranıp aranmadığı hususlarının il tarım müdürlüğünden sorularak, arazilerin işlediğine ve üretim yapıldığına dair muhtar imzalı belgelerin ilgili yıllarda DGD müracaatı sırasında düzenlenmesinin zorunlu olmadığının anlaşılması halinde, sanıkların eylemlerinin sadece tapu senedi üzerinde sahtecilik yapmak suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, bu durumda da Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmayacağı ve aldatıcılık niteliği bulunmayacağı dikkate alınarak; öncelikle tapu senet asıllarının bulunup bulunmadığının araştırılması, yine söz konusu arazilerin sanık ... tarafından gerçekten kullanılıp kullanılmadığı, desteklemeye esas gösterilen üretimin suç tarihleri içerisinde sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği de araştırılarak, üretimin gerçekten yapıldığının tespit halinde destekleme ödemelerinin temel olarak tarımsal üretim nedeniyle yapılan ödemeler olduğu nazara alındığında, sanıkların dolandırıcılık kasıtlarının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği dikkate alınarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafileri ile sanık ..."ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi