Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/7464 Esas 2018/1326 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/7464
Karar No: 2018/1326
Karar Tarihi: 12.02.2018

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/7464 Esas 2018/1326 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, koruma tedbirleri nedeniyle haksız tutuklu kalmıştır. Davacının manevi tazminat talebi kısmen kabul edilmiş ve davalı Hazineden alınarak davacıya 1.209,84 TL maddi ve 4.000 TL manevi tazminat verilmesine karar verilmiştir. Ancak davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme kararı incelendikten sonra, manevi tazminat miktarının hak ve nesafet ilkerine uygun olması nedeniyle bozma öneren düşünceye katılmamıştır. Ancak, davacının haksız tutuklu kaldığı sürede ticari faaliyetlerinin devam ettiği halde maddi tazminata hükmedilmemesine, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin dosyaya eklenmemesine ve hükmün verildiği duruşmada Cumhuriyet savcısının ad, soyad ve sicil bilgilerinin belirtilmemesine ilişkin nedenlerle hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri: 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
12. Ceza Dairesi         2017/7464 E.  ,  2018/1326 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 1.209,84 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine

    Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    29/06/2009-07/12/2009 tarihleri arasında haksız tutuklu kalan davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet ilkerine uygun, makul olduğu değerlendirildiğinden, tebliğname de manevi tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Davacının haksız tutuklu kaldığı 29/06/2009-30/09/2009 tarihleri arasında ticari faaliyetlerinin devam ettiğinden bahisle bu döneme ilişkin lehine maddi tazminat takdir edilmemiş olmasına karşın, davacının bu süreçte ceza evinde kalması sebebiyle mevcut iş gücüne karşılık tutuklu kaldığı döneme ilişkin asgari ücret tarifesi uyarınca lehine maddi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2-Tazminat davasına esas İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/02/2010 tarih, 2009/307-2010/10 sayılı ilamına ilişkin gerekçeli karar ile davacı ile ilgili tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ilgili ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    3-Hükmün verildiği duruşmaya iştirak eden Cumhuriyet savcısının ad, soyad ve sicil bilgilerinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi,

    Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.