17. Hukuk Dairesi 2016/3916 E. , 2018/3342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R -
Davacı vekili, harca esas değeri 189.533,56 TL göstererek, müvekkiline ait kamyona davalıların sürücüsünün mirasçıları olduğu patpatın çarpması sonucu patpatta vefat eden yolcu muris Şaban’ın mirasçıları tarafından müvekkili, müvekkiline ait kamyonun sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı ile patpatın müteveffa sürücüsünün mirasçıları olan işbu dava davalıları aleyhine olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/06/2014 tarih ve 2011/98 esas, 2014/51 karar sayılı ilamı ile hükmedilen destek tazminatı ve manevi tazminatın tamamından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, davacılar tarafından ilamın icraya konulması üzerine icra takibi masrafları ile birlikte toplam 270.762,23 TL üzerinden icra emri gönderildiğini, ilgili dosyada müvekkiline ait kamyonun sürücüsünün %20 oranında kusurlu bulunduğunu ancak müştereken ve müteselsilen sorumluluk gereği icra dosya borcunun tamamının müvekkilince ödendiğini, icra dosya borcu olan 270.762,23 TL’nin davalıların mirasçısı olduğu patpat sürücüsünün %70 kusur oranına denk gelen 189.533,56 TL"nin davalılar tarafından müvekkiline iadesinin gerektiğini, davalıların da mirasçıları olduğu ölen patpat sürücüsü ... için müvekkili, müvekkiline ait kamyonun sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısına yönelik olarak fazlaya dair haklarını saklı tutarak 3.250,00 TL maddi, 57.500,00 TL manevi tazminat talepli açtığı ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/9 Esas
sayılı dosyasının bu davayla birleştirilerek o dosyada hesaplanacak alacağın takas ve mahsubunu ve bakiye alacağın tespit edilmesi durumunda tespit edilen fark alacağın işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; davacının, dava dışı ... "nın mirasçılarına ödemiş olduğu 217.900,00 TL tazminatın, davalıların murisi ..."in kusuru oranına isabet eden 169.477,77 TL"nin, ödeme tarihi olan 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın ve davalı ..."e yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır. Somut olayda yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 02/09/2015 tarihli kısa kararda davalı ... ile ilgili olarak "Davalı ..."e yönelik davanın reddine," denildiği halde, hükmün gerekçesinde ..."e yönelik davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiği belirtilmiştir. Hükmün gerekçesi ile kısa karardaki hüküm uyumlu olmayıp taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de; dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK"nun 85. maddesine göre "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." TBK"nun 49. maddesinde "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." hükmü düzenlenmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun müteselsil borçlulukta iç ilişkiyi düzenleyen 167. maddesinde "Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler." hükmü yer almaktadır.Somut olayda davacıya ait kamyon ile davalıların murisinin sürücüsü olduğu patpatın karıştığı trafik kazası sonucu ... ta yolcu olarak bulunan desteğin vefat etmesi nedeniyle, yolcu desteğin dava dışı mirasçıları tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/98 Esas sayılı dosyası ile kamyon maliki olan işbu dava davacısı, kamyonun dava dışı sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı ile patpat sürücüsünün yasal mirasçıları olan işbu dava davalıları (işbu dava davalısı mirasçı ... dışında) aleyhine destek tazminatı ve manevi tazminat talepli dava açılmış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda patpat sürücüsü %20 oranında, kamyon sürücüsü %70 oranında, patpatta bulunan yolcu destek %10 oranında kusurlu bulunmuş, mahkemece yolcu desteğin %10 oranındaki kusuru düşülerek hükmedilen tazminatın tamamından davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Dairemizce 22.6.2017 tarihinde hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Yolcu desteğin mirasçıları tarafından 9.7.2014 tarihinde Isparta 1. İcra Dairesi’nin 2014/3592 esas sayılı dosyası ile ilamın icraya konulması üzerine işbu dava davacısı ve dava dışı zorunlu trafik sigortacısı tarafından icra dosyasına ödeme yapılmış, işbu davada ise davacı icra dosyasına ödediği bedelin davalıların sürücü murisinin %70 kusur oranına isabet eden kısmının davalı mirasçılarının tamamından rücuen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı ... bakımından ise hükmün gerekçesinde; davacının dayanmış olduğu Mahkemenin 2011/98 esas sayılı dosyasından müşterek ve müteselsil sorumluluktan kaynaklı tazminat davasında davalı olarak bulunmayan ..."in mirasçısı olan ..."e yönelik rücu davası yöneltilemeyeceğinden, bu davalıya yönelik davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiğinden bahsedilmiştir. Oysa ki davalı ... ... sürücüsü olan ... ’nin yasal mirasçısı (oğlu) olup, mirası reddettiğine ilişkin dosya kapsamında bir delil ve iddia da bulunmadığından, adı geçen davalının da diğer davalı mirasçılarla birlikte tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.3.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.