14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/825 Karar No: 2017/9170 Karar Tarihi: 06.12.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/825 Esas 2017/9170 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/825 E. , 2017/9170 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 01.12.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, 621 parsel sayılı taşınmazlarda ortaklığın aynen taksim olmazsa satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Davalı, aynen taksim istemiştir. Mahkemece, Davanın kabulü ile, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili ve davalı ... temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; Davacılar vekilinin taşınmaz üzerindeki bağın hesaplanmadığı yönü ile temyize geldiği, davalı ... tarafından temyiz aşamasında dava konusu 621 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bağın 1070 kökünün kendisine ait olduğu belirtilerek muhdesat iddiasında bulunulduğu anlaşılmakla; mahkemece; muhtesat konusunda bütün paydaşlar ittifak etmediği takdirde; taraflara, muhtesatın aidiyeti konusunda görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmeli; dava açıldığı takdirde bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmeli; açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmelidir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.